Öncelikle bu bir felsefe kitabıdır. Bilimsel maskesiyle, batı merkezli dayatılan düşünme kalıpları acaba ne kadar doğru? Yığılmalı ilerleyen bilgi birikiminde doğru kabul edilenlere ne kadar güvenilebilir? Türkçe için bir felsefi yaklaşım önerisi sunan Doğrucan serinin 2. kitabında yerleşiklik ve göçerlik sosyolojisi üzerinden dillerin nasıl evrildiğini tartışıyor. Kısacası, bazı şeyleri açıklamak için farklı yollar olabileceğini de düşünmek, farklı olasılıkları da araştırmak gereğini vurguluyor. Ana fikri ise şöyle algıladım; Türklük kavramı dahilindeki her toplum, dilini, tarihini kısaca kendisini, öz kimliğinin gerçekleri ışığında yeni yolları da deneyerek araştırmaya çabalamalı ve dünya bilimine sunmalıdır.