Bu meditasyon, konsantrasyon geliştirme ile ilgilenmez, gördüğünüz gibi genellikle insan gerçekten konsantrasyon yapamaz. Eğer insan konsantre olmak için büyük bir gayret gösterirse, süje, üzerinde konsantre olacağı bir düşünceye ve aynı zamanda bunu daha hızlandıracak bir şeye ihtiyaç duyacaktır. Burada iki işlem vardır ve ikinci işlem kusursuz yapmayı sağlayan bir çeşit bekçidir. Bu kısım kaldırılmalıdır, aksi halde gerçekten konsantrasyon yapmak yerine, insanın konsantrasyon yaptığının farkında olarak daha çok kendini düşünmesi durumuyla karşılaşılır. Bu kısır bir döngü haline gelir. Demek ki insan, dikkatli olma gayretini -ki bu egodur- bırakmadan konsantrasyonunu geliştiremez. Öyleyse Samatha uygulaması, solunumun farkın da olmak, solunuma konsantre olmakla ilgili değildir.
Kişi, solunumu fark etmenin doruk noktasına ulaşma olayını Budist geleneğinde bulur. Böylece meditatör giderek "soluk haline geldiğini" hisseder. Bir zaman sonra ne süje, ne de obje (soluk) vardır; sadece solunum olayının kendisi vardır. Bu da, Budistlerin "ben" ya da "benlik" (öz benlik değil, dünyevi benlik) yoktur şeklindeki inançlarına uygundur. Onun için soluyan "ben" yoktur, solunum vardır; gören "ben" yoktur, görüş vardır; işiten "ben" yoktur, işitiş vardır ve bu bütün duygular için geçerlidir. Soluk haline gelmek, doğal olarak yaşayışa, kendiliğinden, seçimsiz, Çinlilerin wu wei dedikleri bir yaşayışa götürür. Bu aynı zamanda faaliyet olmayan bir faaliyettir; çünkü bir benlik merkezinden yönetilmemektedir.
Ben beden değilim
Ben duygular değilim
Ben zihin değilim
Ben bu değilim
Ben o değilim
Öyleyse ben neyim? Benlik nedir?
O bedendedir
O herkesdedir
O her yerdedir
O her şeydir
O öz benliktir. Ben O'yum. İlahi Bir'lik.
*sufi metni