Araplar hiçbir merkezi güce boyun eğmez insanlardı. Rahat yaşamaya alışmamış, macera düşkünü ve lüksün hayatlarında sözkonusu olmadığı çöl insanları, insanlığa yüklenecek emaneti o zaman belki de en iyi taşıyabilecek olanlardı.
Konuştukları dil olan Arapça; ahenk, zenginlik, cümle oluşumu, telaffuz, ifade gücü vs. bakımından hiçbir dille karşılaştırma kabul etmez bir dil olarak Kur'ân'a en uygun anlatım vasıtası özelliğine de sahipti denilebilir. Büyük çekim yeteneği ve en ufak anlam ayrılıklarını ifade edebilecek belagatı Arapça'yı, vahyin rakipsiz dili haline getirmiştir. Arapça'nın, değişen tüm dünya dillerinin aksine, yüzyıllardır değişmeden geldiğini de belirtmeliyiz.