Bu kitabın tezi, bizi farklı kılanın taklit etme yeteneğimiz olduğudur.
...
Taklit etmenin akıllıca olduğundan o kadar bihaberiz ki, diğer hayvanlarda ne kadar nadir olduğunu ve kendimizin ne kadar sık yaptığını fark etmiyoruz bile
" Hiçbir şey tamamıyla ne genetik olarak saptanabilir ne de çevresel olarak saptanabilir. Diğer tüm yaratıklar gibi bazı insanlar da her ikisinin karmaşık bir ürünüyüz. "
Evrim kuramının DNA duyulmadan önce ne kadar gerilere gittiğini unutmayalım. Darwin'in Türlerin Kökeni kitabı 1859'da basıldı. 1930'lara kadar genetik ve doğal seçilim bir araya getirilmemişti (Fisher, 1930). l940'lara kadar da diğer bilim dalları Neo-Darwinci kurama yol açan ve modern sentez olarak da bilinen durumla yüzleşmemişti. 1950'lere kadar DNA'nın yapısı keşfedilmemişti (Watson 1968). Darwinciliğin ilk döneminde; kimyasal eşlenme, protein sentezi kontrolü veya DNA'nın ne yaptığına dair hiç kimsenin bir fikri olmadan, evrimi anlamada muazzam bir başanya ulaşılmıştı.
Fikirlerimizi kendi yaratılarımızmış ve bizim için çalışıyorlarmış gibi düşünmek yerine, onları yalnızca kendilerini kopyalamaya uğraşan özerk bencil memler olarak düşünmemiz gerekir.
Bazı dinler, başka dinlerden olan kişileri öldürmeyi ve onlara karşı savaşı olumlu yönde teşvik eder. İslam'ın, inanmayanları ve özellikle inanca zarar veren veya küçümseyenleri öldürmeyi haklı çıkaran fetvaları ve cihadı vardır. Şubat 1989'da Ayetullah Humeyni, yazar Salman Rüşti'ye karşı ünlü fetvasını verdi. Bütün Müslümanları, kitabındaki Şeytani Satırları'yla kutsal Kuran'a küfretmeye cesaret eden Rüşti'yi öldürmeye doğrudan çağırdı. Bir dini küçümsemeye veya eleştirmeye yönelik cezanın bu kadar ciddi olduğu her durumda, memler korunmaya fazlasıyla muhtedir olur.