"... Ben onları taşımak için başka, bana özgü bir yol bulmalıydım. Daha arsız, daha neşeli... "
Sel yayıncılığın cinSEL serisinden bir kitap olan Memelerimin Tarihi, Monique'in kendini bulma ve tanıma yolculuğunun eğlenceli hikayesini sunuyor bize.
Özellikle bizimki gibi coğrafyalarda kadın her açıdan baskılanır ve ona kendini tanıma fırsatı verilmez. Ve biz çoğunlukla kendi hayallerini, benliğini bulma fırsatı verilmemiş kadınları konuşuruz ama kadınlara, kendi bedenlerini tanıma fırsatı da verilmemiştir. Doğasının ve var oluşunun parçası olan bir organdan korkması, utanması, saklaması gereken bir utanç olarak kaynağı olarak bahsedilmiştir. Çoğu zaman nasıl kullanmamız gerektiği bile söylenmemiş, göz ardı edilmiştir. Hangimizin hikayesinin bir köşesinde 'yastıkların arkasına saklanan memeler, utançtan çıkmış kamburlar' yoktur ki. Üstelik bu kamburlar sadece onlarla değil toplumun kadına yüklediği her şeyle daha da büyümüş. Kadın sakla, kaç, itaat et üçgeninde birey olmanın hazzından yoksun bırakılmış. Ama daha özgür ve daha cadı olan kız kardeşlerimiz yolumuzu açmış, artık konuşma vakti, her hissimize, her hayalimize, bedenimizin her bir parçasına söz hakkı vereceğiz.
Bu kısım biraz kitap üzerinden yürüttüğüm düşünce seli oldu ama kitabın eğlencesini size bırakıyorum. Bir Mrs. Maisel göndermesi yaparak tüm kız kardeşlerime sesleniyorum: Tits Up! Memeler Yukarı!