Bir masalın içinde açtı gözlerini. Deniz kokusuyla ünlü olan o şehirde doğdu. Hatırladınız, değil mi? Çok ama çok kitap okudu. Okurken de büyüdü. Okullar bitirdi. Sonra minareleri ve kedileriyle ünlü olan şehre geldi. Onu da bildiniz, biliyorum. O şehirde de kitaplar vardı, hem de bir sürü. O da kitaplar yazdı.
Şimdi, içinden büyük nehirlerin geçtiği, ünlü romanların yazıldığı, kocaman kocaman kiliselerin olduğu bir ülkede yaşıyor. Bir ipucu daha: Yaşadığı yer saatleriyle ünlü.
Gözlerini içinde açtığı masalı dinlemeye devam ediyor. Saat tik taklarına bakıp sizler için yazıdan kayıklar yapıyor. Onları masalların içine bırakıyor ve sizin için yüzdürüyor.