Bir memur ne kadar çok çalışırsa, ona o kadar iş yüklenir. O zavallı da işlerin altından kalkayım diye habire çalışır, çalıştıkça habire zavallıya iş verirler. Ne kadar çalışmaz, dalgacı olursa, bunun aklı bir şeye ermiyor diye kimse iş vermez. Üstelik, çok iş yapıyor diye üstüne çok iş yükletilen memur, elbette bu kadar çok iş arasında bir kaç da yanlış yapar. Bu yüzden azarlanır, paylanır; ne kadar çalışırsa, yanlış yapma ihtimali de o kadar artar, o kadar da horlanır. "Hiç bir iş yapmayan memurun, hiç bir yanlış da yapmayacağı için başı hiç belaya girmez."
"Dikkat ettiniz mi bilmem, bizde memurların çoğunun suratı asıktır. Halk hizmetinde olan bir adamın, halka surat asmasının anlamını bitürlü anlayamam."
–Yoksa evde düğün dernek mi var? İnşallah kızı evlendiriyorsunuzdur...
–Yok... Kız daha evlenecek yaşa gelmedi.
"Evlenecek yaşa gelmedi" dediği kız, yirmialtı yaşındaydı.
Memurluk hayatımda çok denedim, bir memur ne kadar çok çalışırsa, ona o kadar iş yüklenir. O zavallı da işlerin altından kalkayım diye habire çalışır, çalıştıkça habire zavallıya iş verirler. Ne kadar çalışmaz, dalgacı olursa, bunun aklı birşeye ermiyor diye kimse iş vermez. Üstelik, çok iş yapıyor diye üstüne çok iş yükletilen memur, elbette bu kadar çok iş arasında birkaç da yanlış yapar. Bu yüzden azarlanır, paylanır; ne kadar çalışırsa, yanlış yapma ihtimali de o kadar artar, o kadar da horlanır. Hiçbir iş yapmayan memurun, hiçbir yanlış da yapmayacağı için başı hiç belaya girmez.