Hattatların ve Kitap Sanatçılarının Destanları

Menakıb-ı Hünerveran

Gelibolulu Mustafa Ali

Menakıb-ı Hünerveran Hakkında

Menakıb-ı Hünerveran konusu, istatistikler, fiyatları ve daha fazlası burada.
0/10
0 Kişi
1
Okunma
Beğeni
505
Görüntülenme

Hakkında

Gelibolulu Mustafa Âlî'nin Menakıb-ı Hünerveran'ı, hat ve kitap sanatçılarına yazılmış bir destan. Medeniyetimizin güzel sanatlar alanına ilişkin başyapıtlardan biri. Arap, Fars ve Türk yazı sanatçılarının, büyük millet bütünü içerisinde, adeta yarışırcasına ortaya koyduğu eserler, kardeş ruhların sonsuzlukla kurdukları mutlu birlikteliğin açılımları olarak günümüze kadar geldi. Yüksek bir sanat algısının ve donanımlı bir kültürel birikimin örnekleri olan bu eserler, güzele duyulan özlem ve hayranlığın ifadesi olarak medeniyet binamızın yapı taşları oldular. Âlî bütün bunları, sevgi, hayranlık ve coşkuyla anlatıyor. O, adeta sanata ve sanatçıya duyduğu azim saygıyı, eserden ruhuna dokuna dokuna gelen sanat ve güzellik özünü büyük bir tutkuyla dile getiriyor. Bu dile gelişe yazı sanatçılarının hikâyeleri, dönemin verimli toprağı da dahil edilerek hem estetik, hem tarih hem de sanat sosyolojisi ortaya koyuyor. Belli ki Âlî, sanat özüne sahip bir yorumcu olarak kendinden memnun, ölçütlerinden ve zevkinden, sanat duyuşundan emin biri olarak sanatın mümbit toprağını ve orada yetişen eşsiz yapıtları büyük bir sevgiyle kucaklıyor. Tutkusu güzeli bilmek, anlamak, onu bütün unsurlarıyla ruhunda hissetmek olan bu güvenilir yorumcu, kültürün ve medeniyetin kurucu ögesi olan sanatı ilkbaharın diriltici metafiziği gibi ümitvar, masmavi parlak gökyüzü gibi aydınlık bir gönülle, bol yıldızlı gece gibi gizemle karşılıyor. Ve sanatın ölümsüz şarkısına kendisi de eşlik ederek terennüm etmekten keyif alıyor. Eser, kültürümüze sadakatle hizmet etmiş Dr. Müjgan Cunbur'un çalışmasıyla günışığına çıkıyor. Eserin sonunda, metinde söz edilen hüsn-î hat ve tezyinî sanatlara ilişkin, bazıları ilk defa yayımlanan örneklerin yer aldığı bölümü ise genç hat sanatçılarından Mustafa Cemil Efe hazırladı.
Çevirmen:
Müjgan Cunbur
Müjgan Cunbur
Tahmini Okuma Süresi: 7 sa. 2 dk.Sayfa Sayısı: 248Basım Tarihi: 2012Yayınevi: Büyüyenay Yayınları
ISBN: 9786056311888Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak
Reklam

Yazar Hakkında

Gelibolulu Mustafa Ali
Gelibolulu Mustafa AliYazar · 10 kitap
16.yy‘ın en şöhretli tarihçilerinden Osmanlı Devleti‘nde en önemli kültür şehirlerinden biri olan Gelibolu‘da dünyaya geldi. Babası Ahmet ticaretle uğraşan biriydi. Devrin tanınmış alimlerinden iyi bir tahsil görerek yetişti. Okula altı yaşında başladı ve Habîb-i Hamidî‘den Arapça, kendisi gibi Gelibolulu olan Surûrî‘den tefsir ve fıkıh dersleri aldı. Medrese eğitimini İstanbul’da Rüstem Paşa, Haseki ve Semaniye medreselerinde aldı. Şiire başlamasında hocası Surûrî’nin etkisi büyüktür. Önce “Çeşmî” daha sonra “Âlî” mahlasını kullandı. Kütahya’da Şehzade II. Selim‘e bağlılığını bildirerek onun divan katibi olan Âlî,”Mihr ü Mâh” adlı ilk eserini II. Selim’e sunmuştur. Daha sonra II. Selim’in lalası Mustafa Paşa’nın divan katibi olmuş, onunla birlikte Mısır‘a gitmiştir. Lala Mustafa Paşa‘nın Kıbrıs‘ın fethi hazırlıklarına şahit oldu. Şehzade Selim’in yanındaki hizmeti 1563 yılına kadar devam etti. Mustafa Paşa’nın Yemen‘in fethiyle görevlendirilmesi üzerine Paşa ile birlikte Mısır’a gitti. Ancak, çeşitli siyasi nedenlerle her ikisi de görevlerinden azledildi. Esas mesleği maliyeci olan Âlî; Halep, Erzurum, Bağdat defterdarlıklarında bulundu. Mustafa Âlî, Manisa‘ya vali olan Şehzade Murat’ın yanına gitti. Daha sonra onun sayesinde 1569‘da İstanbul’a döndü. O sırada yazdığı Kanuni Sultan Süleyman‘nın son seferi olan Zigetvar Savaşı‘nı konu alan “Heft-Meclis” adlı eserini Sokullu Mehmet Paşa‘ya sunmuş ve ardından Kilis Sancakbeyi olan Ferhad Bey’in yanına 1570‘te dîvan kâtibi olarak gönderilmiştir. Ferhad Bey’in Bosna Beylerbeyi olmasıyla onunla birlikte 1571 yılında Banyaluka’ya gitti. 1588‘de Sivas Defterdarlığına atandı. 1595‘te son görevi olan Cidde Sancakbeyliğine başladı.Eseri “Mevâidü’n-Nefâis“i padişahdan Mısır Beylerbeyliğini istemek üzere Mekke‘de tamamladı. 1600 yılında Cidde Sancakbeyi iken vefat etti. Resmi hizmetleriyle dikkat çekmeyen Âlî, yoğun ve verimli edebi faaliyeti ve tarihçiliği ile ün yapmıştır. Çoğu bir görev elde etmek için yazılmış irili ufaklı, manzum ve mensur 50 kadar eserin sahibi olan ali’nin yazılış tarihi bakımından ilk tarih eseri, Kanuni’nin oğullarından Şehzade Bayezid ile kardeşi Selim’in aralarındaki savaşı konu alan “Nâdirü’l-Mehârib” adlı eseridir. Çoğu Farsça şiir ve nesir den meydana gelen bir eserdir. Eser, 1569‘da II. Selim‘in tahta çıkışıyla son bulur