Değişik incelikte çubuklarla falakaya başladılar. Ciğerime işliyordu peş peşe, düzenli vuruşlar. Pis bir çaput tıkmışlardı ağzıma.
“Konuşacağın zaman elini oynat lan.”
Ayağımın altı şişince ayağa kaldırdılar. Acıdan kalkamadım. İki cendereci melek, koltuğumun altına girip dikeltti beni.
Ayaklarımı ayağıyla betona bastırdı birisi.
“Sana burada, ferahfeza makamıyla bağırmayı öğreteceğiz."
Sayfa 20 - BELGE YAYINLARI