Behçet çok iyi bir şairdi. Ve ne tuhaf, şair olamayacak kadar da çok iyi bir insandı: Ermiş, yalvaç, abdal, derviş. Bence şiiri de bu kimliklerin biriyle yazıyordu. Üstüne sıfat olarak hicbir şeyi almayan, ama dünyanın, Türkiye'nin insanların, yoksulların, mazlumların, emekçilerin, ezilmislerin, yitiklerin derdiyle yüklü bir adamın, şairlik diye bir derdi olabilir mi?