Kalbin istikameti ve onun katettiği yol dünyaya ve bu âleme ait değildir. Kalıbın gittiği yol dünyaya, kalbin gittiği yol ukbâya (âhirete) ve cemâle aittir ki kalbin gittiği o yollar çok yüce âlemlerdir.
Cahiller fiillerini işledikten sonra başlarına geleni görür, o anlık üzülür veya sevinirler. Âkiller bir işi yapmadan evvel onu ölçer biçer öyle yaparlar, üzüntüleri ve sevinçleri anlık değildir.
Kişinin secdesi, kendisini nakşeden nakkaşa şükür makamıdır. İlk secde Cenab-ı Hakk’a kulluk şükrü, ikinci secde ise kulluk şükrünü nasib ettiği için teşekkürdür.
Bir nimetin saadet haline dönüşmesi ve hakîkaten kulun menfaatini sağlaması için murad-ı ilâhiyeye yani Cenâb-ı Hakk’ın rızasına muvafık olması, o nimette Hakk’ın saadetinin ve bağışlayışının saklı olması lazımdır.