Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mesnevi'den Seçme Hikayeler

Mevlana Celaleddin-i Rumi

En Eski Mesnevi'den Seçme Hikayeler Sözleri ve Alıntıları

En Eski Mesnevi'den Seçme Hikayeler sözleri ve alıntılarını, en eski Mesnevi'den Seçme Hikayeler kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ne mutlu o kişiye ki, kendi ayıbını görür; kim birinin ayıbını görürse, o ayıbı kendisinde bulur. Sende o ayıp yoksa da, yine emin olma; çünkü o ayıbı bir gün sen de yapabilirsin; o ayıp seni de bulur.
"Geçmiş gitmiş şeyler için üzülme; bir şey senden gittikten sonra, onun özlemini çekme."
Reklam
Uykuya dalmış bilgisiz kişiye öğüt vermek, çorak yere tohum saçmaktır. Aptallık ve bilgisizlik yırtığı, yama kabul etmez.
Diken Eken Adamın Hikayesi
Sert huylu bir adam, yolun kenarına dikenler ekti. Dikenler büyüyüp çoğalınca yoldan geçenleri rahatsız etmeye başladı. Yoksulların ayaklarını kanatıyor, giysilerini yırtıyordu. Yoldan geçenler: "Bu dikenleri sök, insanları rahatsız etmesin," demeye başlarlar. Ama adam bunlara aldırmıyordu. Bir gün Allah'ın ermişi ona: "Kesinlikle bu dikenleri sök!" dedi. Adam yanıt verdi: "Elbet bir gün sökerim." Adam dikenleri sökme işini "yarın" , "yarın" diye erteledikçe, dikenler büyüyüp çoğalıyordu. Ermiş, adama: "Ey verdiği sözünde durmayan adam, sök şu dikenleri artık," dedi. Adam: "Bugün işim çok; bugün olmazsa yarın... bir gün kesinlikle sökeceğim..." dedi. Allah'ın ermişi, bunun üzerine şu sözleri söyledi: "Sen, hep yarın diyerek bu işi erteliyorsun, ama şunu bil ki her geçen gün o dikenler büyüyüp güçleniyor; dikenleri sökecek olan sense, gücünü kaybediyorsun. Dikenler gün geçtikçe çoğalıp gençleşiyor, sense yaşlanıyorsun."
Ne mutlu o kişiye ki, kendi ayıbını görür; kim birinin ayıbını görürse, o ayıbı kendisinde bulur. Sende o ayıp yoksa da, yine emin olma; çünkü o ayıbı bir gün sen de yapabilirsin; o ayıp seni de bulur.
İBRAHİM EDHEM
O, adaletli, şanlı bir padişahtı. Bir gece tahtında otururken damda bir tıkırtı, hay huylar duydu.Sarayın damında sert sert adımlar atılıyordu. İçinden, “Kim acaba bu densiz?” dedikten sonra başını dışarı uzattı: “Kim o?” diye seslendi. Aklından da, “Bu herhalde peri olmalı; yoksa insanlardan kimin haddi ne düşmüş, bu saatte sarayın tepesinde gürültü etmek!” diye geçiriyordu. O zamana kadar hiç görmediği bir bölük halk damdan başını uzatarak dedi ki: “Kayıbımız var, gece vakti onu arayıp duruyoruz.” İbrahim Edhem: “Ne arıyorsunuz?” dedi. “Develerimizi,” dediler. İbrahim Edhem: “Damda deve arandığını kim görmüş,” deyince: “Peki.öyleyse sen taht üstünde oturup padişahlık ederken, Allah’ı arayıp bulmayı nasıl umuyorsun?” dediler. Bundan sonra İbrahim Edhem’i kimse görmedi.Peri gibi insanların gözünden kayboldu. Aslında halkın önündeydi ama, anlamı gizli idi. Zaten halk sakaldan, hırkadan başka neyi görür ki? Kendi gözünden de kayboldu, halkın gözünden de! İşte ondan sonra Zümrüd-ü Anka gibi dünyada ünlü oldu.Hangi kuşun canı Kafdağı’na geldiyse, bütün dünya onu söyler, ondan söz eder.
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.