Fethullahçı terör örgütü kendisini eğitim öğretim hizmetinde yer alan bir kuruluş gibi göstermiştir. Bu örgütün, 40 yıldır kanserli bir hücre gibi büyümesi dini değerleri öne çıkaran kimliği sayesinde mümkün olmuştur. Milletimiz meşrebi ne olursa olsun, Allah diyen, peygamber diyen, en azından böyle gözüken herkesi desteklemiştir. Rahmetli Özal, Demirel, Ecevit, hatta biz bu yapıya destek olduk. Ben de katılmadığım pek çok yönleri olmasına rağmen bunlara yardımcı oldum. Allah dedikleri için müsamaha gösterdik. Ortak bir yanımız var, dedik. Ama inanın bana, aynı menzile giden farklı yollardan biri gördüğümüz yapının, sinsi emellerin örtüsü olduğunu uzun süre göremedik. Bu hain örgütün gerçek yüzünü çok daha önceden ortaya dökememiş olmanın üzüntüsü içerisindeyim. Bundan dolayı hem Rabbimize, hem de milletimize verecek hesabımız olduğunu biliyorum. Rabbim de, milletim de bizi affetsin.
Nurettin Yıldız'ı bilmeyeniniz yoktur.
"Altı yaşındaki kızlar evlenebilir", "Kız çocukları 7-8 yaşından itibaren tesettür şekli almalı", "3 yaşında kız çocukları amcalarının yanına külotla çıkmamalı", "Kız çocukları cehennem kadar risktir", "Çalışan kadın fuhuşa hazırlık yapan sürece destek oluyor" gibi fetvalarıyla tanınıyordu.
Asansörde yabancı bir erkek ile kadının bir arada olması halvet şartını oluşturduğu ve yatak, yorgan ile battaniyenin şehvet uyandırabileceği şeklindeki sözleriyle, birçok kişiye "yok artık" dedirten hocadan bahsediyoruz.
Baharat, ketçap, kahve, çay ve etin şehveti arttırdığını ifade ederek, özellikle gençlerin bu gıdaları tüketmemesi gerektiğini söyleyen dinciyi anlatıyoruz.
Siz böyle bir şahsın devlette taraftarlarının olabileceğini düşünür müydünüz?
Hele yargıda örgütlenebileceği aklınıza gelir miydi?
Bir kamu kuruluşu olan THY'nin parası neden devlet bankalarında değil de BankAsya'da tutulmuştu? Ya da neden köprüden geçişlerde bile pek çok kamu geliri BankAsya üzerinden sisteme aktarılırdı? Kuşkusuz bu soruyu, en güzel Erdoğan "ne istedilerse verdik" diyerek yanıtladı.
Tahliye ettiği FETÖ şüphelisi işadamlarını tutuklatan savcıya ”FETÖ’cü” diyen hâkimi,
FETÖ soruşturmasında rüşvet aldığını ortaya çıkaran başsavcının ”rüşvet alan bir FETÖ’cü” olduğunu iddia ettikten sonra tutuklayan hâkim,
FETÖ’den tutuklandı.
Türkiye, dün nasıl FETÖ düzeniyle hesaplaştıysa yarın da bugünkü düzenle hesaplaşacak.
Umarız bu hesaplaşma hukukla, akılla ve en sancısız yolla olur.
Yol, hepimizin yolu olsun.
Birçok AKP'li belediye, evlenenlere "Aile Saadeti" isimli kitabı veriyordu.
Kimdi yazarı? Menzil Cemaati liderlerinden Muhammed Saki Erol!
Kitapta kadınların nasıl dövüleceği anlatılıyordu. "Sopa, demir gibi tehlikeli bir alet kullanılmayacak" ya da "dövme halkın içinde değil, gizli ve kendi evinde olacak" şeklinde, açıkça dayağın usulleri bir dizi kuralla anlatılıyordu. Menzilci şeyhlerin kadınlara dayak tavsiyelerine, bizzat devlet eliyle uymaya çağrılıyordu. Menzilciler bir tür cemaat misyonerliği ile devletin her kademesine, özellikle FETÖ'den doğan boşluktan faydalanarak yerleşiyordu.