Hıphızlı akıp giden bir kitap.
Böyle bir sona hazır değildim Emre Beylice. Seni çok benimsemiştim. Sanki sen benim en yakın dostum, hatta ailemden biriydin! Bu güzel hidayete ermen, bizide yanında götürmen çok güzeldi. Belki bizde bir gün bu kadar derine inebilir, belki Kürekçi gibi zorda olsa bir şeyleri anlamaya başlarız.
Dilimde söylemek istediğim çok şey var, konuşmak, sormak istediğim ama cevaplarını kendim bulmam gerekiyor bunu biliyorum.
Gözyaşlarım akarken yanaklarımdan Emre, senin hidayetinle bende aydınlandım. Bu gözyaşlarım, hayatının sonuna gelince daha bir kötü yaptı beni, sen sen bizi nasıl bıraktın ki!
Alıntı : "Sessiz olduğuna bakmayın şu kabristanın... Bir de altındaki azap çığlığını duyabilseydiniz, yemin ederim Allah'a hiçbiriniz ölünüzü, cenazenizi toprağın altına gömmezdiniz. Çığlıklar var, azaplar var şu an etrafınızda. Duymuyorsunuz!"