Burada "Blues" polis ve hüzün anlamlarına gelmektedir: blues müzikle bir ilgisi yoktur. Dedektif Hoke Moseley, dört kişinin hunharca öldürüldüğü bir cinayeti soruşturmakla geç en insanlıktan uzak bir günün ardından, devamlı ikamet ettiği üçüncü sınıf El Dorado Oteli’ndeki odasında bir bardak içkiyle gevşemeye çalışıyordu. Kapı vurulduğunda, bu gevşemenin de etkisiyle olsa gerek, aklına kötü bir şey gelmedi. Ertesi gün gözlerini hastanede, korkunç çürükler içerisinde ve kırılmış olan çenesi protezle tutturulmuş bir halde açtı. On yıldır üstlendiği dosyaları aklından geçirerek, onu bu hale getirecek, silahını ve rozetini çalacak ve en önemlisi, protez dişlerini alıp sıvışacak kadar kendisinden nefret eden kişinin kim olduğunu bulmaya çalıştı. Elindeki zayıf ipuçlarının işaret ettiği yönde ise; anlayışı kıt bir fahişe, kızın hapishane görmüş sevgilisi ve bir Hare Krishna’nın akıl almaz ölümü duruyordu. Charles Willeford, kronik depresif, her daim paraya sıkışık, kuralları çiğneme aşkıyla yanıp tutuşan Hoke Moseley karakteri ile alışık olduğumuz kusursuz polis tipini yerle bir ed erek polisiye edebiyatta yeni bir çığır açıyor.
Yazar:
Charles Willeford
Charles Willeford
Çevirmen:
Pınar Güncan
Pınar Güncan
Tahmini Okuma Süresi: 7 sa. 27 dk.Sayfa Sayısı: 263Basım Tarihi: 2006Yayınevi: Çitlembik Yayınları
ISBN: 9789944424005Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
263 syf.
7/10 puan verdi
Hapisten çıkan ve parmağinı kırmak suretiyle istemeden bir adamı ölduren Freddy; öldürdüğü adamin kardeşi Susan ve olayi arastiran komiser Hoke uclüsünun tesadüfi karşılasmalari üzerine gelişen olaylari anlatan bir kitap. Polisiye olarak bir sey vermese de kendini okutuyor. Okumamak ise bir kayıp degil.
Miami Blues
Miami BluesCharles Willeford · Çitlembik Yayınları · 20067 okunma
Reklam
Resim