Bu romanı, oturduğu koltuktan kalkmasını bilmeyen, bu uğurda milletinin mutluluğunu ve geleceğini tehlikeye atan, çeşitli yollarla demokrasiye karşı savaşan, "halkım" dediği insanların ölümlerine sebep olan liderlere atfediyorum.
"Bu romanı, oturduğu koltuktan kalkmasını bilmeyen, bu uğurda milletinin mutluluğunu ve geleceğini tehlikeye atan, çeşitli yollarla demokrasiye karşı savaşan, "halkım" dediği insanların ölümlerine sebep olan liderlere atfediyorum."
Her şeyin fazlası zarardır derler ya, aklında fazlası zarardı ve insana bazen faydasız olabiliyordu. O halde insanlar neden her şeyin fazlasının peşinde koşarlardı?
O günlere dönmeyi ben de isterdim. Ne yazık ki, bugüne kadar zamanı geriye çekebilen bir mucit olmadı. O yüzden yaşanan her anda bir güzellik bir başkalık bulup tadını çıkarmak gerekir.
Bir tek kötü niyetli insanın olması, ki bu her yerde her zaman olacaktır, tüm insanlığın bozulmasına yetiyor. Çünkü iyiler de var olmak için kötülerin oyunlarını oynamak zorunda kalıyorlar. Kötüyü iyi etmek çok zordur. İyiyi kötü etmek biraz daha kolay oluyor.
Kanunî gözleri dolu dolu konuştu:
"Neyleyim taamı? Neyleyim tahtı? Neyleyim hanı?
Olmazsa içinde canımın canı, gönlümün Sultan'ı
Sunsalar da Muhibbi'ye ol cenneti, ol cihanı
Bir hayaldir artık o, olmazsa ruhumun sahibi Sultan'ı"
...