2015 Temmuz - Aralık

Milel ve Nihal Dergi: Cilt 12 - Sayı 2

Milel ve Nihal Dergisi

Milel ve Nihal Dergi: Cilt 12 - Sayı 2 Sözleri ve Alıntıları

Milel ve Nihal Dergi: Cilt 12 - Sayı 2 sözleri ve alıntılarını, Milel ve Nihal Dergi: Cilt 12 - Sayı 2 kitap alıntılarını, Milel ve Nihal Dergi: Cilt 12 - Sayı 2 en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İnsanın en yüksek mutluluğu ve kurtuluşu, aklın duyguları kontrol altında tutarak ölçülü bir hayat sürmesinde ve en nihayet bilgi ve erdemle pişmiş ruhun ölümle maddeden tamamen kurtularak kaynağına, yani Tanrıya geri dönmesindedir. Sokrates’in ölüme giderken bir an bile tereddüt etmemesi, dünyanın ayartmalarına kanmaması bu yüzdendir.
Sayfa 77 - Cilt 12 Sayı 2Kitabı okudu
Modernlik söylemi, Peter Wagner’in tabiriyle, esas olarak “özgürlük ve özerklik düşüncesine dayanır.” Özerklik ise insanın kendi kaderi üzerindeki ilk ve son söz sahibinin kendisi olduğunu, onun kimliği, eylemleri, toplumsal tasarı ve icraatlarına ilişkin herhangi bir dışsal, üstün varlığın veya ilkenin hiçbir kural, ölçüt ya da kısıtlama koyamayacağını ifade eder.
Sayfa 75 - Cilt 12 Sayı 2Kitabı okudu
Reklam
Varoluşçular içerisinde özellikle Nietzsche postmodern düşünce için çok önemli bir yere sahiptir. Çünkü o, Tanrıyı öldürmekle özneyi de öldürmüş, Tanrıyı oynama düşüncesini ve imkanını insanın elinden ebediyen almıştır.
Dinin putperestliğinin yerine hümanizmin putperestliğini geçirmek bize hiçbir şey kazandırmazdı. İkisinin amentüsü de, birlikte ayakta durur ya da birlikte düşerdi. Tanrının ölümü, beraberinde Tanrının yeryüzündeki suretinden ibaret olan İnsan’ın da ölümünü gerektirmeliydi.
Sayfa 83 - Cilt 12 Sayı 2Kitabı okudu
(Lacan'a göre) dil, toplumsallığı, kültürü ve bunlarda içerilen yasa ve yasakları taşır. Dil vasıtasıyla insan, kültürel/simgesel düzene dahil olur ve henüz hiçbir şeyin farkına varamıyor ve hiçbir karar veremiyorken (imgesel düzen/Ayna aşaması), simgesel düzen/kültür/söylem onu yavaş yavaş biçimlendirmeye başlar ve bu yolla insan kendi kimliğini, bir gösteren olarak kendi ayrımını simgesel düzenin ilişkiler ağı ve karşıtlıkları içerisinde kazanmış olur. Dolayısıyla öznenin kimliğini yaratan şey, özneyi aşan ve onun bütün tarihini yöneten bir başkasının söylemidir.
Postmodernizm, modernizmin tamamlanmamış bir projesi ve parçası olup olmadığı, tarihin veya toplumsal oluşumun modernizmden farklı ve yeni bir aşamasına işaret edip etmediği, bir şeylerin sonu olup olmadığı, iyimserliğe ve hoşgörüye mi yoksa karamsarlık, kaotiklik, saçmalık ve melankoliye mi hizmet ettiği, sistemli, tüm postmodernist söylemleri kuşatıcı ve sağlam bir teorisinin olup olmadığı tartışmaları çok önemli değildir. Önemli olan, çok ses getirdiği ve hala da ses getirmeye devam ettiğidir. Çünkü postmodernistlerin, modernizmin hastalıklarına, aşırılıklarına, zayıflıklarına ilişkin tanıları ve analizleri son derece dikkat çekici ve sarsıcıdır. Her şeyden önemlisi, postmodernizme yönelik ilginin gerisinde duran esas sebep ve tabi ki ona ilişkin takdir edilesi yön, onun özgürlük adına Aydınlanma ve Modernizmle hesaplaşması ve bunlara karşı kavga vermesidir. Mesele, özgürlük ve özgürleşme meselesidir. Birçok postmodernist diye nitelenen düşünürün, sözgelimi Lyotard’ın, Foucault’nun, Bauman’ın, Rorty’nin, Deleuze’un eserlerinde bunu rahatlıkla görebilirsiniz
Sayfa 87 - Cilt 12 Sayı 2Kitabı okudu
Reklam
61 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.