Niçin örneğin sandalyende veya masanın başında oturduğun veya uzandığın ya da uyuduğun (Bütün kutsamalar uykularının üzerine olsun!) zamanlar seni, yüzünü bütün açılarıyla seyreden odandaki o mutlu dolap olamıyorum sanki?
Ah şu mektuplar yaşımın en güzel çağlarında şu kitapları okuduğum için aşşırı mutluyum ve kendimi çok şanslı hissediyorum)) bu yakınlarda internetteki vidolardan birinde
Oğuz Aktürk arkadaşımızın şöyle bi videosu çıktı karşıma, videoda: "Sanki her kes okumuşta bir ben kalmışım gibi hissediyorum" dediyi kısmı hatırlıyorum. Tam da öyle hissediyorum o kitapları bu yaşlarımda okuduğum için, hayatımı değişmem için, doğru yolu bulmam için bi ışık olduğunu düşünüyorum))
Gelelim kitaba")) kitap aşşırı tatlı bi dilde yazılmış tam aşık bir insanın yazabileceği şeyler, dilinden dökülenler bence aşktandır. Bi söz vardı, paylaşmıştım zamanında, *"Kimseyle konuşasım yok, ama sana evdeki perdeleri bile anlatasım var"* deyimi vardı ya.. aynı öyle. Yani, evdeki eşyaları, kendi hayatını, karşısındaki kadını tarif etmesi, ifade etmesi eşsiz benzerliklerden ibarettir)) kısaca, okumanız hayatınızın en heyecanlı ve coşkulu zamanında tavsiye ederim, aksi halde, bence insanı yorar")
Hepinize tatlı ve keyifli okumalar dilerim
(tatlı okuma nasıl olur bilemiyorum)