Milena! Şimdi de sen çağırıyorsun beni... Yüreğime, zihnime eşit etkiler yapan bir sesle sesleniyorsun bana.
Ama tanımıyorsun beni, birkaç mektup, benim için duyduğun birkaç söz, gözünü kamaştırmış olabilir.
Milena diyorum, bir deniz gibidir, deniz kadar da güçlüdür.
Gelgelelim bir yanlış yorumlama sonunda, boğulacak olanın isteğine uyup, alınyazısı da öyle dilerse, bütün gücüyle deniz üstüme yığılmaz mı? Evet, görmedin, bilmiyorsun beni.
Gelmemi, gerçeği ortaya çıkarmak için bir önseziyle istiyorsun belki de.
Biliyorum, beni gördükten sonra başının dönmesi geçecek!
Kim bilir, belki de bundan korktuğum için gelmek istemiyorum.