Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Anadolu'da Felsefeye Yolculuk III

Miletli Filozoflar - Thales, Anaksimandros ve Anaksimines

A. Kadir Çüçen

Miletli Filozoflar - Thales, Anaksimandros ve Anaksimines Sözleri ve Alıntıları

Miletli Filozoflar - Thales, Anaksimandros ve Anaksimines sözleri ve alıntılarını, Miletli Filozoflar - Thales, Anaksimandros ve Anaksimines kitap alıntılarını, Miletli Filozoflar - Thales, Anaksimandros ve Anaksimines en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Antikçağ Sokrates öncesi dönemde “presokratikler” ya da “doğa filozofları” olarak bilinen Miletli filozofların kendilerini verdikleri ilk ve temel sorun arke idi ( Dünyanın asıl ve temel maddesi nedir ?)
Onlara göre her şeyin kendisinden meydana geldiği, kendisinden doğup sonuçta yine kendisine döndüğü bir şey vardır… İster tek, ister çok olsun, geri kalan her şeyin kendisinden çıktığı, ancak kendisi sürekli olarak varlığını koruyan bir şeyin olması gerekir. ARİSTOTALES
Reklam
İnsanlar bütün öbür hayvanlar gibi canlılar gibi balıklardan. Başka tür hayvanlar da karışmış olmalı insanın özüne. Yoksa uzun süren çocukluğu ardından özelliklerini koruyamazdı.
Mitostan logosa geçişin bize bıraktığı olumsuz mirasların başında kadın düşmanlığı gelir.
Hareket ve değişmenin doğal başlangıç noktası… Bu şey bazılarının içinde bazılarının dışındadır.
Belki de filozofların hep yapageldikleri şeyi ilk yapanlar Miletli filozoflardı. İlkin onlar yoldan çıktılar ve kendi yollarını kendileri belirlediler.
Sayfa 117Kitabı okudu
Reklam
İnsanın ile hayvan arasında bir yapı farkı vardır. ( Gehlen ) İnsan bir eksiklikler varlığıdır; insan morfolojik olarak özelleşmemiş bir varlık, organları ilkel bir varlıktır, doğal güdüleri ise hemen hemen yoktur. Buna karşılık, insan zekâsı en çok gelmiş olan canlıdır ve zekası doğal güdüsünü dengeler. İnsan zekâsı ile doğayı değiştirip kendisi için kullanabilir.
Anaksimandros, insanların ilk önceleri balıklar içinde meydana geldiklerini ve köpek balıkları gibi büyüdüklerini ve kendilerine bakabilecek hale geldikten sonra karaya el attıklarını anlatıyor.
Bu şey değişen ve birbirinin yerini alan ardında dünyada kalan şeydir, dünyanın varlığıdır… ne zaman ne de yer bakımından sınırı olmayan sınırsız bir şeydir… kocamaz, ölmez, yok olmaz.
ASPASİA (M.Ö. 460-401)
Antik Çağ'ın ve felsefe tarihinin en ünlü filozofu Sokrates hiçbir şey yazmamıştır. Fakat Platon'un kaleminden hocasının düşüncelerini okurken bir kadına rastlarız... Antikçağ komedi yazarları tarafından aşağılanan, alay edilen ve suçlanan bir kadına rastlarız... Bu kadın filozofun adı Aspasia'dır. Onun düşünceleri ve entelektüel yaşamına ilişkin kesin bilgilere ve kanıtlara sahip değiliz. Bununla birlikte onun yaklaşık olarak M.Ö. 460-401 yılları arasında yaşadığı genel olarak doğru kabul edilir. Onunla ilgili hiçbir özgün görsel materyal bugüne ulaşmamıştır. Aspasia'nın anlamı "sevinçle karşılanan güzel" demektir. Aspasia çok iyi eğitimi görmüş, Aksiokos'un kızıydı. Nedeni bilinmemekle birlikte, onun yirmi yaşlarında, M.Ö. 450 yılları civarında Atina'ya geldiği ve kendinden 20-30 yaş büyük olan Perikles'i tanıyıp evlendiği söylenir. Ardından da hemen hetaira olduğu eklenir. Hetairalar, almış oldukları çok iyi eğitimleri ve büyük bilgi birikimleri nedeniyle oldukça saygı gören kültürlü kadınlardı. Aspasia'nın hitabet sanatı (retorik) üzerine derin bilgisi olduğu kabul edilir. Ayrıca felsefe hakkında da çok bilgili olduğu söylenir. Atina'da ilk defa hem erkeklerin hem de hanımların katıldıkları bir kültür merkezi açmıştır ve yönetmiştir. Filozoflar, sanatçılar, devlet adamlar, örneğin Sokrates, Anaksagoras, Sophokles ve Perikles gibi, sürekli buraya geliyor; Sokrates öğrencilerine burayı öneriyordu. Bu toplantı merkezi Aspasia'nın kendi adıyla anılıyordu. İlk kez Atina'da bir kadın böyle bir adım atmıştı.
Sayfa 88 - Türkiye Felsefe KurumuKitabı okudu
47 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.