Anadolu'da Felsefeye Yolculuk III

Miletli Filozoflar - Thales, Anaksimandros ve Anaksimines

A. Kadir Çüçen

Sayfa Sayısına Göre Miletli Filozoflar - Thales, Anaksimandros ve Anaksimines Sözleri ve Alıntıları

Sayfa Sayısına Göre Miletli Filozoflar - Thales, Anaksimandros ve Anaksimines sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Miletli Filozoflar - Thales, Anaksimandros ve Anaksimines kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Her Şeyin Temeline Suyu Koyan Filozofun Ateşle İmtihanı
Assesos Athena Tapınağı'nın yandığı sırada eğer Thales Milet'te bulunduysa, bu yangına tanık olmuş; yangın gündüz gerçekleştiyse dumanını, gece olduysa alevlerini izlemiş olmalıdır.
MİLETOS
İyon kentlerinin zaman içinde ticaretle zenginleşmeleri sonrasında diğer bir dizi antik kent gibi Milet de M.Ö. VIII. yüzyılda Karadeniz kıyılarında ilk kolonilerini kurmaya başlamıştır. Miletos bu alanda diğer tüm kent devletlerini geride bırakmış, M.Ö. VIII - M.Ö. VI. yüzyılları arasında sadece Karadeniz kıyılarında değil, aynı zamanda Çanakkale Boğazı ve Marmara Denizi kıyılarında da yer alan otuzdan fazla koloni kenti kurmuştur. M.Ö. VI. yüzyılda Miletos kentinin toplam kolonisi 80 sayısına ulaşmıştır. Başlangıçta dönemin diğer önemli kentleri Ephesos ve Kolophon'un aksine sınırlı miktarda tarım arazisine sahip olması sonucu, Miletos bu doğrultuda çok sayıda koloni kenti kurarak, bu kentler aracılığı ile geniş kapsamlı ticari faaliyetler içine girmiştir. Deniz ticareti konusunda oldukça gelişmiş bir sistem kuran Miletos, bu sayede dönemin pek çok önemli diğer kentlerinin aksine uzak ülkelerde kapsamlı haklara kavuşmuştur. Mısır'da sadece Miletos'dan gelen tüccarlara ait özerk bir alanın yer alması bu ayrıcalıklara güzel bir örnek olarak karşımıza çıkmaktadır.
Sayfa 60 - Türkiye Felsefe KurumuKitabı okudu
Reklam
ANTİK ATİNA'DA KADIN OLMAK
Atinalı kadının yaşamı (evli ve zengin olanların) kocasından başka kimsenin girmesine izin verilmeyen bir odada geçiyordu. Kadının yaşadığı bu oda, onun dünyasının da sınırlarıydı. Kamusal alandan tamamen dışlanmışlardı. Tek başlarına dışarı çıkmaları yasaktı. Kız çocukları erkek çocukları ile aynı eğitimi almıyordu. Onlara verilen eğitim cinsiyet üzerinden kendilerine empoze edilen ev kadınlığı ve de annelik ile ilgiliydi. Kızların iyi bir hayat için güzel ve de iyi olmaları yeterliydi. Atinalı kadınlardan farklı olarak, Spartalı kadınlar spor ile de uğraşıyorlardı ki, bu da zaten onların sağlıklı çocuklar doğurmaları bakımından önemseniyordu. Kadının var-oluşunun anlamı kocasının beğenisi ile doğrudan orantılıydı. Kocanın beğenisinin sonu, kadının sonu anlamına geliyordu.
Sayfa 85 - Türkiye Felsefe KurumuKitabı okudu
Kadın filozoflar
Antik dönemde çok sayıda filozof kadının varlığı ise bir gerçek. Antik dönemde yaşamış olan 60 ile 120 kadın filozofun adı bugüne kadar ulaşmıştır. Onlar da diğer filozoflar gibi öteki bilim alanlarında da çalışmalar yapmışlardı. Oysa felsefe tarihinde illa da filozof kadınlardan söz edilecekse bu ancak cinsellikle ilgili dedikodulardan öteye gitmemiştir; aynı Aspasia ve Lais'te olduğu gibi. Kadınların ve kölelerin eşit olduklarını öne süren felsefe okullarında var olan kadınların yine bu okullarda son derece etkin oldukları da bilinmektedir; ama zamanımızdaki felsefe ansiklopedilerinde ve sözlüklerinde onlarla ilgili hiçbir şey bulunmaz. Oysa Antikçağın hemen hemen bütün felsefe okullarında kadın filozoflar vardı. Zaten, biyografi bir adamın doğumundan ölümüne kadar yapıp etmelerini yazmaktan ibaret olunca tarihte Aspasia'ya yer bulunur mu?
Sayfa 87 - Türkiye Felsefe KurumuKitabı okudu
ASPASİA (M.Ö. 460-401)
Antik Çağ'ın ve felsefe tarihinin en ünlü filozofu Sokrates hiçbir şey yazmamıştır. Fakat Platon'un kaleminden hocasının düşüncelerini okurken bir kadına rastlarız... Antikçağ komedi yazarları tarafından aşağılanan, alay edilen ve suçlanan bir kadına rastlarız... Bu kadın filozofun adı Aspasia'dır. Onun düşünceleri ve entelektüel yaşamına ilişkin kesin bilgilere ve kanıtlara sahip değiliz. Bununla birlikte onun yaklaşık olarak M.Ö. 460-401 yılları arasında yaşadığı genel olarak doğru kabul edilir. Onunla ilgili hiçbir özgün görsel materyal bugüne ulaşmamıştır. Aspasia'nın anlamı "sevinçle karşılanan güzel" demektir. Aspasia çok iyi eğitimi görmüş, Aksiokos'un kızıydı. Nedeni bilinmemekle birlikte, onun yirmi yaşlarında, M.Ö. 450 yılları civarında Atina'ya geldiği ve kendinden 20-30 yaş büyük olan Perikles'i tanıyıp evlendiği söylenir. Ardından da hemen hetaira olduğu eklenir. Hetairalar, almış oldukları çok iyi eğitimleri ve büyük bilgi birikimleri nedeniyle oldukça saygı gören kültürlü kadınlardı. Aspasia'nın hitabet sanatı (retorik) üzerine derin bilgisi olduğu kabul edilir. Ayrıca felsefe hakkında da çok bilgili olduğu söylenir. Atina'da ilk defa hem erkeklerin hem de hanımların katıldıkları bir kültür merkezi açmıştır ve yönetmiştir. Filozoflar, sanatçılar, devlet adamlar, örneğin Sokrates, Anaksagoras, Sophokles ve Perikles gibi, sürekli buraya geliyor; Sokrates öğrencilerine burayı öneriyordu. Bu toplantı merkezi Aspasia'nın kendi adıyla anılıyordu. İlk kez Atina'da bir kadın böyle bir adım atmıştı.
Sayfa 88 - Türkiye Felsefe KurumuKitabı okudu
Belki de filozofların hep yapageldikleri şeyi ilk yapanlar Miletli filozoflardı. İlkin onlar yoldan çıktılar ve kendi yollarını kendileri belirlediler.
Sayfa 117Kitabı okudu