Militanlar

Arthur Koestler

Militanlar Gönderileri

Militanlar kitaplarını, Militanlar sözleri ve alıntılarını, Militanlar yazarlarını, Militanlar yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Çalışma, etkili bir uyuşturucudur. Yararlı bir göreve, adını sanını bilmeden tüm kalbiyle uygun olduğunu hissetmektense bilincini oyalamak çok daha iyidir.
Yalanın ve iftiranın, gözlerindeki bağı çözmek adına kitlelere uygulanan baskının, karşıt gruplarla düşman sınıfların ortadan kaldırılmasının, gelecek kuşakların yararı için bir kuşağın bütünüyle kurban edilmesinin gerekliliği... Tüm bunlar ürkütücü gelebilir, ama yine de inancın çizdiği yolu izleyerek, bütün bu olup bitenleri kolaylıkla kabul ediyordum. Daha önce bu durum ortaçağ kiliselerinin tarihinde, Bizans’ta, sofu mezheplerin yakıcı mekânlarında görülmüştü; bununla birlikte, kendisine zararlı şeyler aşılanmış kişinin entelektüel evrenini, asla o büyülü ortama girmemiş ve Harikalar Ülkesinde asla kendi kendine kroke oynamamış inançsıza açıklamak zordur.
Reklam
(...) bilinçsiz insanın diyalektiği daha kurnazca oluyor.
Çoğu kez, geçmişi romantikleştiririz. Ama bir inançtan dönen ya da bir dostun ihanetine uğrayan kişilerde, mekanizma tersine çalışmaya başlar. İş işten geçtikten sonra ilk deneyim masumiyetini yitirir ve duyulan acı yüzünden, anılarda kötü yorumlanır.
(...) tekrarlardan yararlanmak, din dersi anlatır gibi anlatmak, beylik sözler ve basmakalıp sıfatlar kullanmak, anlatımda kolaylık olsun diye davranış ve olayları alay amacıyla tırnak içine almak (Troçki’nin “devrimci” geçmişi, “liberal” basının “insancıl” melemeleri vb.) yüzünden, konunun tekdüzeliği de işin içine girince, onca önemli özellik,
Psikoloji iyice basite indirgendi; salt iki duygusal dürtü olduğu kabul ediliyordu; sınıfsal dayanışma ve cinsel doyumsuzluk dürtüsü. Geri kalanı, "burjuva metafiziği”nden öte bir şey değildi; tutku ya da iktidar hırsı söz konusuysa, “kapitalizmin rekabete dayalı ekonomisinin marifeti” sayılıyordu bu. “Cinsel dürtü”ye gelince, resmen kabul görmüş olsa da, bizi yeterince şaşkınlığa düşürüyordu. Tekeşlilik ve bizzat aile, ekonomik sistemin meyveleriydi; bireyciliğe, ikiyüzlülüğe, sınıf savaşına karşı duyarsızlığa yol açıyorlar ve durum böyle olunca da hüsrana uğruyorlardı; burjuva evliliği, toplum tarafından onaylanmış bir fuhuş biçimiydi. Ama yedi mahalle bir aradalık da az karşı devrimci değildi. Hem Rusya’da hem de Rusya dışında epeyce yaygınlaşmıştı. Ta ki Lenin, ‘Bir Bardak Su’ teorisine karşı (yani, cinsel ilişkinin bir bardak suyla susuzluğunu gidermekten daha önemli bir şey olmadığını savunan teze karşı) o ünlü bildirimini yapıncaya dek. Böylece burjuva ahlakının yanı sıra, her önüne gelenle cinsel birliktelik de reddedilmiş oluyordu; cinsel dürtü ile ilgili tek doğru tutum, proletaryanın ahlakına uygun olandı. Bu da evlenmeyi, eşine sadık kalmayı, proleter sınıftan bebeler doğurmayı gerektiriyordu.
Reklam
İnanç, gerçekten şaşırtıcı bir şey; insanları yalnızca dağları yerinden oynatmaya değil, yarış atı yerine ringa balığı koşturmaya da yetenekli kılıyor.
Biz kaybettik, çünkü hiç de düşündüğümüz gibi balıkçı değildik; olsa olsa oltaya takılan yemlerdik biz. Bunun ayrımında değildik, çünkü bizler kendi kendimize verdiğimiz sözlerin ve en kutsal inançlarımızın ifadesi olarak, tepeden gelen emir ne olursa olsun, emirlere uymayı öğrenmiştik.
Yakın arkadaşlığın, karşılıklı güvensizlikle iç içe olduğu tuhaf atmosfer... Bunu bir parolaya dönüştürebilirdiniz. “Yoldaşını sev, ama ona hiçbir şey için güvenme... Hem senin çıkarların söz konusu olduğunda, çünkü sana ihanet edebilir, hem de onun çıkarları söz konusu olduğunda, çünkü sana ihanet etmeyi ne kadar az istese de, kendisi için en geçerli yol budur.” Yasadışı her gerçek hareketin kuralının böyle olduğu doğrudur; Parti içindeki bu güvensizlik öylesine örgenleşmişti ki, hiç kimse, toplumsal sınıfın yerinde saymasından ileri gelen bir bozulmanın, kişilikteki ve insan ilişkilerindeki bozulmanın farkında değilmiş gibi geliyordu bana.
“Diplomanı almazsan hep serseri olarak kalacaksın. İşte bu yüzden başarmalısın ki, hep göçebe olduğunu düşünsünler.”
133 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.