Milli Mecmua - Sayı 10 (Eylül-Ekim 2019) Posts
You can find Milli Mecmua - Sayı 10 (Eylül-Ekim 2019) books, Milli Mecmua - Sayı 10 (Eylül-Ekim 2019) quotes and quotes, Milli Mecmua - Sayı 10 (Eylül-Ekim 2019) authors, Milli Mecmua - Sayı 10 (Eylül-Ekim 2019) reviews and reviews on 1000Kitap.
Osmanlı Hanedanı'nın şiir vadisindeki temsilcileri, elbette baba-oğul Fatih Sultan Mehmed Han ile Cem Sultan' dan ibaret değildir. Yavuz Sultan Selim Han'ın " Bir gözleri âhûya zebûn" oluşundan, Kanuni Sultan Süleyman Han'ın "Olmaya devlet cihanda bir nefes Sıhhat gibi " deyişine, oradan Sultan İkinci Selim Han'ın " Ateş kesilür geçse sabâ gülşenimizden" diye odlare yanan gönül bahçesine uzanacak bir yazı, bu sahifelerde bize ayrılan hacmi, ziyadesiyle aşar..
Millü MecmuaKitabı okudu
Siyasi ikbalin süslediği, ihtirasların ne kadar mânasız ve de lüzumsuz olduğunu bu şiirdeki:
"Bir kılına verseler vermezdim Oğuz Han'ımın,
Genc-i Kârun ile bin milket-i Osman felek..."
beyti, ne güzel anlatıyor. Ama iş işten geçtikten sonra ve Oğuz Han'a kıyıldıktan sonra..
Sayfa 21 - Millü MecmuaKitabı okudu
Göğsünde derin bir yara,
Bir gün düştü bozkırlara.
Dağ, taş, orman, deniz, kara
Dedi sana: durma ara!
Yetişti en dar gününde
Baktı bozkurt var en dar gününde
Şiir kelimelerle çizilen bir resim olup çıkar.
Şiir hikaye değil, sessiz bir şarkıdır
Acıyı Aşka Yama Yaptım Bitiyor zaman.
Tüm saatler kum saatinin içinde birbiri üstüne yığılıyor. Sahte mutluluklar giyiniyor sözcükler.
Sen-ben savaşında imtiyazsız yarınlara bugünden açıyorum gözlerimi. Savaşacak kadar bile yakın olmayışımızı bilirim.
Bilirim, acı verişindir bu kadar sözcük dizdiren.
Ömrümü ömrünün ardında sürüyen...
Aynaları kırıldı mutluluğumun.
Söz dinlemeyen yanımı artık çok iyi tanıyorum.
Ayağım takılıyor bir acıya ve yokluğunun üstüne düşüyorum.
Hala üşüyorum...
İğne deliğinden geçiriyorum sevdayı.
Sen oluyor nakışımın adı.
Bir an sen oluyorum anlayışsız, vurdumduymaz...
Sonra bana dönüyorum. Bak hala ağlıyorum... Harf harf işlerken kelimelerimi,
Sevdalarının en asil şekilde terennüm edebilmesi, Aşkın en güzel biçimde dile getirilişi, vuslat sarayının girişidir şiir
Ruhun kendi kendisiyle konuşması, şairin hür bir şekilde kendisini ve nesneleri algılaması, hayal etmesi, düşler dünyasına gezmesi ve tüm bunlardan sevdiklerini, içine doğanları, gönül süzgecinden geçirip sözcükleri aktarmasıdır.
Geçmiş zamanı, gelecek zamanı şimdi zamana getirme
Hayatı bütünüyle kavramaya çalışan bu "bilinç", kişisel yaşantısında ve toplumsal ilişkilerinde "sahiciliğin" arayışı içerisinde olmuş, bunun bir sonucu olarak da "huzursuzluğu" yaşamaktan kurtulamamıştır.