...dertsiz insan olmaz ki: dert iki cihetten gelir, biri ulvi, diğeri süfli meselelerden..
İşte Minyeli Abdullah'ın da tek derdi ulvi bir mesele olan İslam idi. İslam düşmanlarına hatta 'ben müslümanım' diyen fakat içkiyi, kumarı, fuhuşu, vurgunculuğu helal sayan sözde müslümanların karşısında, yanına bir destekçi aramadan tek başına dik duruş sergileyerek İslamı yayma gayreti göstermekti.
Burada okurun aklına şu soru geliyor:
Minyeli'nin bu kadar sıkıntıya katlanması, malını, evladını ve canını bu yolda feda etmesi; 'iman için, değil mi? Senin gayen onunkinin aynısı değil mi? Allah'ınız bir, kitabınız bir, peygamberiniz bir!.. Bu birler içinde senin yerin nasıl ayrı olabilir? Sen davanda niçin sâdık değilsin?
Neden en ufak rüzgarda eğilip bükülüyorsun?
Galiba bütün mesele, kalp sadece Allah için atmalı ve Allah için çalışmalıdır ki böyle bir imana sahip olanlar dünyaya meydan okurlar. Çünkü insan, güvendikleri kadar kuvvetlidir. Allah'a güvenenlerin kuvveti dünyaya meydan okumakla başlar!
.
.
Akıcı ve güzel bir eser. sık sık okura iç muhasebe yapmasına vesile oluyor.
Okumanızı tavsiye ederim..
