°
Mücadele şekli:
• Radyo ve Televizyon programları: Dinimiz, ahlakımız, örf âdetlerimiz hesaba alınıp yapılıncaya kadar onları ya mühürletmeliyiz veya düğmesini çevirmemeliyiz.
• Sinema ve tiyatrolarıda bu noktada mütalâa edebiliriz.
Son sözümüz 👇
°
5- Ajanlar:
Ajanları üç grupta inceleyeceğiz:
*Radyo ve televizyon:
Sınır, hudut, kanun tanımayan, bir düğmenin hareketiyle seccademizin başında haykıran radyo, (o dönemlerde radyo bu dönemde: TV; TELEVİZYON (üzücü...)) bazen topyekûn hayatımıza kast etmektedir. İçimize giren ve bizi içten yıkma gayesini taşıyan düşmanın bu çeşidi sadece 20.(ve hala da devam etmektedir...) asırda görülmüştür.
°
Düşmanı teşhis edememiş bir mü'min oltaya koşan balık gibidir. Menfaat zannettiği şeyler, dünya ve ahiret hayatını öldürür. Hem dinini zâyi eder, hemde bir islam düşmanın mezesi olur.
"Dinimize söven, fâni insanların şahsında baki dinimizi yıkmaya çalışan gazetelere para vermenin vebalini, benim bu cılız omuzlarım taşıyamaz evladım."
Minyeli Abdullah
Bu kısmı okuduğumda ne kadar gaflette olduğumuzu farkettim. İlla bir olay olduktan sonra mı farkedecegiz madem farkettik ölüme kadar devam... Elimizden, dilimizden kimseye zarar gelecek bir şey yapmamaya gayret edelim ve boykotu hayatımıza yerleştirelim.
°
Mücadele şekli:
• Bizden olmayan bize karşıdır esasınca ideollojimizin dışındaki gazete, mecmua , kitap, broşür gibi şeylere para vermenin, düşmanı beslenmek olduğunu bilmek ve bu vebalin ağırlığını çekemeyeceğimizi idrak ederek, İslâm düşmanı neşriyatı almamak.
Sadece menfî neşriyata protesto çekmek yetmez, mukabili ile meydana çıkmak da cihaddır.
(Uygulanacak olursa şayet elde edilebilecek iyi bir sonuç var, lakin bu icraat kararlılık ister.)
(Bir Müslüman için zor olmaması gerekiyordu uygulamaya geçmek diye düşünüyorum🤷)