Misafir-İz Ş (İşaret VI) sözleri ve alıntılarını, Misafir-İz Ş (İşaret VI) kitap alıntılarını, Misafir-İz Ş (İşaret VI) en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İmam-ı Gazâlî hazretleri namazın bu anlamda sırrına bakın nasıl işaret ediyor:
“Anladım ki, peygamberler tarafından sınırları ve miktarları belirtilen ibadet ilaçlarının (kalp hastalıklarının ilaçları olan ibadetlerin) nasıl etkili olacakları akıl ile kavranamaz. Aksine bu konuda onların özelliklerini, akıl aracılığı ile değil, nübüvvet nuru sayesinde kavramış olan peygamberlerin sözlerine uymak, onları taklit etmek gerekir.
Bundan başka vücudun tedavisinde kullanılan ilaçların miktarı ve cinsi değişik maddelerden meydana getirilir. Bu maddelerin kimine göre ağırlığı ve miktarı iki kat olur. Bu miktar farklılıkları hiçbir zaman sebepsiz değildir. Bu sebep ilaç yapımında kullanılan maddelerin özelliklerine dayanır. İşte kalp hastalıklarının ilaçları olan ibadetler de tıpkı böyledir.
Bir Şaman öğretisi şöyle der;
Doğada hiçbir şey kendisi için yaşamaz
Nehirler kendi suyunu içemez
Ağaçlar kendi meyvelerini yiyemez
Güneş kendisi için ısıtmaz
Ay kendisi için parlamaz
Çiçekler kendileri için kokmaz
Toprak kendisi için doğurmaz
Rüzgar kendisi için esmez
Bulutlar kendi yağmurlarından ıslanmaz
Doğanın anayasasında ilk madde şudur;
Her şey birbiri için yaşar!
Birbiri için yaşamak duanın kanunudur,
Ben biz olduğumuz zaman ben olurum
Ben ben olduğum için sen sensin.
İşte canım kardeşim, sen de aynısını yap. Başkası zannettiğine yardım et. Bir gün algı perden kalktığında bir de bakacaksın ki;o yardım ettiğin senmişsin...
İslamiyet, otur evinde mis gibi odanda “bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın mantığıyla"zikrini yap duanı oku anlayışı değildir. İslamiyet “aktivist"bir felsefedir. Çalışacaksın!
İmam-ı Gazali hazretleri ise şöyle der:
“İnsanın kalbi,yaratılışın başlangıcında,ayna yapılan madene benzer. Eğer gereği gibi onu muhafaza edip itina gösterirse, bütün alemi görecek bir ayna haline gelebilir. Eğer gereği gibi korunmazsa, pas tutar, harap olur ve ayna yapılma yeteneği kalmaz. Bunun için Allahû teâlâ Mutaffifin Sûresi'nin 14. Ayetinde (ölçü ve tartıda hile yapanlar) şöyle buyurur:“Hayır, hayır, onların kazandıkları kalplerini paslandırıp kirletmiştir."
Geçmiş ve gelecek kaygısıyla ilgili bir anlatımı yüzyıllar öncesinden Mevlânâ Hazretleri'nden vereyim:
“Sufiye ‘peşin tokat mı veresiye ödül mü?' diye sormuşlar.Sufi peşin silleyi tercih etmiş çünkü sufi şimdiyi tercih eder.