Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mısır Çöllerinde Türk Gençleri

Nurettin Artam

Mısır Çöllerinde Türk Gençleri Gönderileri

Mısır Çöllerinde Türk Gençleri kitaplarını, Mısır Çöllerinde Türk Gençleri sözleri ve alıntılarını, Mısır Çöllerinde Türk Gençleri yazarlarını, Mısır Çöllerinde Türk Gençleri yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Onların arasında, bir de eski Türk muhibbi (!) Sinoplu Eczacı Petro Efendi vardı. Vatanın o zaman, günden güne kararan mukadderâtı karşısında kan ağlayan Türk kalplerinin dertleştiği, her meclise sokulmaya uğraşan bu nankör adama bir gün belki de gayzımı belli ede ede sormuştum: Petro, demiştim, artık İstanbul'a gitmezsin tabi, muzaffer (!) Yunan ırkı artık Türk topraklarında yaşamaz. O da sormuştu: -Siz de gitmeyeceksiniz tabi... -Niçin? -Çünkü Türklerde Türk toprağında yaşayacak ve İstanbul sizin değil, bizim olacak. O zaman, o kursağında hâlâ Türk ekmeği duran o nankör Rumun sözleri yüreğime zehirli bir hançer gibi saplanmıştı. Bu sözüne cevap vermemiş, bir daha yüzüne bakmamıştım. Bütün o ekalliyete mensûb esirler, birer sûretle kurtulup serbest hayata çıkmışlardı. İstanbul'a döndükten sonra Petro'yu başında büyük bir şapka, gözlerinde mağrur ve şımarık bir tebessümle birkaç defa görmüştüm. Yüzüme "nasıl ?” der gibi bakardı. Şimdi Yunanistan'da olduğunu söylüyorlar. Nasıl Petro Efendi, İstanbul benim değil miymiş? Ve sen burada oturabilecek mi imişsin?
Sayfa 128 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Hele bir defa büsbütün feci' bir hâl aldı. Bayram namazı kılınacaktı. Mektebin bir tek camii vardı. Burayı Araplar daha evvel davranırlarsa Kral Hüseyin nâmına, biz ele geçirirsek halife nâmına hutbe okutacaktık. Bayram günü maalesef hücûm eder gibi camii zaptettik ve hutbe okuttuk. Bu çirkin hareketten kamp kıdemli zâbiti Beyrutlu Binbaşı Ahmet Bey'e teessüfle sitem ettiğim zaman o da kendi ırkdaşlarına tarafgîr göründü ve beni tahtıe etti: -Sizin gibi gençler bu memleketin başına çok belâlar getirir, dedi. -Hayır, dedim. Bu memlekete sizden kurtulduktan sonra dinlenmek nasib olacaktır.
Sayfa 126 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Reklam
Türk Esirlerin Gözünü Çıkaran Ermeniler
Trahoma hastalığı koğuşunu tedavi eden Ermeni doktorları hakkında hastahânede pek fenâ şâyi'alar deverân ederdi. Bu şâyi'aların hakîkat olduğu hakkında hiçbir esir şüphe etmemiştir. Bütün beşeriyetin refâh ve sıhhati için uğraşması lâzım gelen ve beynelmilel bir meslek olan tabâbete şahsî kin ve ihtirâsların karıştırılması ne sorunluydu.
Sayfa 82 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Suriye’de Yok Edilen Bir Çerkes Köyü
Nihâyet Kuneytire kasabasından da geçmiştik. Burası bir Çerkes köyüydü ve bize taraftar olan ahâlisi Arapların katliâmına, İngilizlerin hücûmuna uğramaktan kurtulamamışlardı.
Sayfa 56 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Karşımızdaki zavallı neferler, sefâlet-i fizyolojiden ve hastalıktan kırılıyorlardı. Biz oradayken İngiliz neferleri siper tarzında uzun çukurlar kazarlar, her gün beş on Türk askerinin ölüsünü oraya gömerlerdi.
Sayfa 55 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
“Şam'dan çıktığım akşama, dedim şam-ı şerif.”
15 Emevîler Dönemi'nde Şam'ın başkent olması nedeniyle Muaviye taraftarları Şam'a kutsal şehir anlamına gelen Şam-ı Şerîf ismini vermişlerdi. Ancak Emevîlerin aksine Ehl-i Beyt taraftarlarına çirkin zulümler yapıldığı için Şiîler Şam'dan nefret ederler. Musa Kâzım Efendi görevli olarak gittiği Şam'dan ayrıldığı akşamı "şam-ı şerîf' yani hayırlı akşam olarak nitelendirmiş ve bu cümleyi söylemiştir. Burada kullanılan şam kelimesi Farsça akşam anlamına gelmektedir. (Bk. Ahmet Refik, Onaltıncı Asırda Râfizîlik ve Bektâşîlik, (Sad: Mehmet Yaman), Ufuk Matbaası, İstanbul 1994, s. 65)
Sayfa 50 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Reklam
Hadım Ağası
Benim yanımdan yürüyen nefer simsiyah bir adamdı. Biraz sonra bağırması lâzım gelince bunun eski bir hadım ağası olduğunu anladım. O zaman yeni Arap hükûmetinin istihdâm ettiği adamlarda ne dereceye kadar bîtaraflığa riâyet ettiğini fark ettim. Sade Türklükle Araplık noktasında değil, erkeklik ve kadınlık noktalarında da bîtaraf olması lâzım gelen bu jandarma neferi bana o gün yorgun argın yürürken bu fikri telkin etmişti.
Sayfa 50 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Türk Askerleri Suriye’de Esir
Aç kalanlar günün muayyen sâatlerinde açık bırakılan duvar oyuğunun önüne gelip ekmek, peynir ve üzüm satan bakkala hücûm ediyorlardı. Asıl fiyatının dört beş misli fazlasına bize Şam'ın en bozuk ve fenâ mallarını satan bu adam, eğer orada iki ay kalsaydık şüphesiz Midhat Paşa Çarşısı'nın bütün piyasasına hâkim olacak derecede zengin olurdu.
Sayfa 47 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Süvariler tam hizamıza geldikleri zaman kulağımın dibinde çılgın bir alkış tufanı koptu. Bu ses bana bütün dehşetiyle dinlediğim top seslerinden, bomba tarrâkalarından daha feci' geldi. Daha beş gün evvel bir Türk şehri olan Şam o gün kendisini fetheden düşman askerlerini bir halâskâr gibi alkışlıyordu. Belki oradaki halk bu alkış tufanını millî bir borç ödüyoruz vehmiyle yapıyorlardı. Fakat bunda nankörlük ifâdesi sezdim. Zayıf vücudum, bozulmuş asâbım buna tahammül edemedi. Yol kenarındaki çınar ağaçlarından birine dayandım. Gözümden iki damla yaş yuvarlandı. Uğrunda birçok vatandaş kanı dökülmüş şu toprakların elden çıkışına karşı döktüğüm bu yaşlar, dünyada en beliğ, fakat feci' gözyaşlarıydı. Ben gözlerimi yanımdakilerden saklamak için kabalağımı büsbütün yüzümün üzerine çekmeye uğraşırken hep o alkış tufanı, kısa fâsılalarla birer hastalık nöbeti gibi nüksediyordu.
Sayfa 39 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Masum Şehitler Günü
1. Dünya Savaşı'nın sonlarına doğru Suriye-Filistin Cephesi'nden çekilmeye başlayan Osmanlı Ordusu'nu ve Şam'da yaşayan binlerce Türk ailesini taşıyan tren Şam-Rayak demir yolu hattı üzerinde bulunan Rabova Boğazı'nda İngilizler ve Araplar tarafından önce bombalanmış daha sonra da ağır makineli silahlarla taranmıştır. Bu saldırı sonunda binlerce Osmanlı askeri ve sivil hayatını kaybetmiştir. Takip eden yıllarda 30 Eylül Yevmüşşüheda veya Masum Şehitler Günü olarak anılmış ancak zamanla unutulup gitmiştir.
Sayfa 30 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
31 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.