1600’lü yılların başında, dünya görüşü ve toplumsal ilerleme yönünden Avrupa’nın en ileri ülkelerinden biri olan İngiltere’de kadın, yerel geleneklerin dışında hukuksal olarak hâlâ hiçbir alanda hak sahibi değildi. Babasının velayeti altında bulunuyor ve evlendiğinde bütün özel mülkleri kocasına geçiyordu. O dönemin bir İngiliz yasa metninde şunlar yazılı: “Kocanın tüm malları kendi mülküdür, kadınınkiler ise evlilikle kocaya geçer.”