You can find Modern Avrupa Halkları Tarihi quotes, Modern Avrupa Halkları Tarihi book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Sovyet halklarındaki insanlar hükümetin "reel sosyalizm" hakkında söylediği çoğu şeyin yalan olduğunu öğrenmişti. Fakat kapitalizm hakkında söylenen her şey doğruydu.
İnsan emeğinin yarattığı makineler yasayan insanlar üzerinde egemenlik kurmaktaydi. İnsan makinenin bir uzantisina dönüşmüştü. Ya da endüstriyel sistemin kölesi olmuştu. Cunku insanin urettigi metalar insanlardan daha degerli gelmisti
...Çoğu, siyasal süreçten umudunu kesmiştir. Bir grup işçiye seçim olacağı haberi verildiğinde bunu kimse ciddiye almaz. Bir kadının dile getirdiği gibi, " Sürekli aldatılıyoruz. (...). Kazandığımızda bile daima biz haksızız." Alt tabakalardaki sıradan insanlar hep aynı ortak kaderi paylaşmıştır.
Herhangi bir zaman dilimine mensup herhangi bir toplumda diğer tüm görüşleri yanlışa, kötüye ve sapkına indirgeyerek ötekileştiren hakim bir anlatı daima olmuştur.
Parti liderleri birer deha olmalarına rağmen ne yapılması gerektiği hakkında en ufak bir fikre sahip değildi. Liderler bu duruma bir suçlu tayin etmek adına kabahati zaman zaman nesnel koşullarda arıyordu. Parti liderlerinin işçi sınıfının artık var olmadığını öne sürdüğü bir toplantıda, Bolşevik bir muhalif acıyla şu sözleri sarf ediyordu: "Var olmayan bir sınıfın önderi olduğunuz için sizi tebrik etmeme izin verin." Bir tarihçi Bolşeviklerin ikilemini şöyle dile getirmişti: "Tüm engellere rağmen, bir işçi devrimi yapmayı başardılar. Daha sonra, zaferin henüz başındayken, Rus proletarya aniden ortan kayboldu ve geriye sadece otuz iki dişiyle birlikte gülen önderleri kaldı."
En temelde Avrupalıların savaşmasına ve kolonileri de savaşmaya zorlamasına rağmen, olay ırkla ilgili değildi. Fransız Katoliklerin Alman Katolikleri öldürdüğü, Alman Protestanların İngiliz Protestanları katlettiği, Arap Müslümanların Türk Müslümanlara saldırdığı ve Yahudilerin baskın inançlarına aldırmadan kendi milletleri için savaştığı göz önünde bulundurulduğunda, savaşın din yüzünden çıktığı da söylenemezdi. Diğer bütün koşullar, savaşı ateşlemek adına uyum içinde çalışmıştı. Savaşı mümkün kılan asıl faktör, Avrupalı hükümdarların savaşın ne kadar yakıcı olabileceğini büyük ölçüde unutmuş olmasıydı.
Peki, Paris halkı neden bu kadar öfkeliydi? (...) Aslında Paris'teki bu öfkenin altında çok daha belirgin bir neden yatmaktaydı: ekmek. (...) Yüzyıl başında maaşlı çalışanlar kazançlarının neredeyse yarısını ekmeğe veriyordu. Ne var ki 1788-89'daki ekonomik kriz esnasında bir maaşın ekmeğe giden kısmı ortalama %58'e yükseldi. Açlıkla ve 1789'un fahiş fiyatlarıyla geçen aylar, bu oranı %88 gibi olağanüstü bir değere taşımıştı. Bastille'in düştüğü günün tahıl fiyatlarının doruk noktasına ulaştığı güne denk gelmesi bir tesadüften çok daha fazlasıydı.