Modern Edebiyat Teorilerinin Felsefesi
Peter V. ZimaMost Liked Modern Edebiyat Teorilerinin Felsefesi Posts
You can find Most Liked Modern Edebiyat Teorilerinin Felsefesi books, most liked Modern Edebiyat Teorilerinin Felsefesi quotes and quotes, most liked Modern Edebiyat Teorilerinin Felsefesi authors, most liked Modern Edebiyat Teorilerinin Felsefesi reviews and reviews on 1000Kitap.
Eleştirel okur, metindeki karmaşıklığın farkında olan okurdur. Çünkü eleştirel okur metnin bilinmezliği ile bilinmemeziği, açıklığı ile yorumlama serbestisinin sınırları arasındaki karmaşıklığı fark eden okurdur.
Sayfa 189
Postmodernist kültürün sathî, üslupsuz,gayr-i tarihi ve ulaşılamaz yüzeyselliği, vazgeçme anlamına gelmemelidir. Çünkü vazgeçme kavramı, postmodernizmin oldukça anlaşılamaz bulduğu otantik rüyanın gizlice tespit edilmesidir.(...) Aynı zamanda, postmodernizm, vazgeçmelerin tamamını ortadan kaldıran sosyalist ütopyaya karşı korkunç bir darbedir.
Sayfa 165Kitabı okudu
Goldmann'ın anlamlı yapı (structure significavite) veya zihnî faaliyet (mentale) diye adlandırdığı terimlerde, Greimas'ın derin yapı veya yapı derinliği (structure profonde) olarak tanımladığı terimler arasında dikkati çeken bir benzerlik vardır. Metin bütünlüğü , her iki halde de organize bir yapı kabul edilir ve bu kavramlardan metnin bütünlüğünü düzenleyen yapılar kastedilmektedir.
Sayfa 172Kitabı okudu
Adorno, aslında Kant'ı da eleştirmiştir. Çünkü Adorno'ya göre, Kant felsefî özne ile nesnel gerçeklik arasında sonrakini kavramsal bilgiyle aynileştirerek bir uzlaşma arayışına girer. Hâlbuki gerçek felsefî öznenin yerine ikame edilmelidir. Adorno'nun felsefî görüşleri Vischer, Feuerbach ve Ruge gibi genç Hegelcilere benzetilebilir. Adorno'nun belirttiği anlamlara bakarsak , gerçek ile düşüncenin aynileşmesi reel dünyanın çelişkilerinin, özelliklerinin ve çok anlamlılığının küstahça reddi anlamına gelir. Bu da baskıcı bir idealizmden başka bir şey değildir. Bu yüzden özne ile nesnel gerçekliğin aynileşmesi söz konusu olamaz.
Sayfa 150Kitabı okudu
Mesele şudur: Eğer birileri okur amacıyla söylenmek istenen şeyi anlarsa, bu durumda, belki metin amacıyla söylenmek istenen şeyi, soyut bir şekilde de olsa tanımlamak mümkün olabilir. Metnin amacı metinsel yüzeysellikte gösterilemez. (...) Sadece birileri metnin amacının ne olduğuna karar verebilir. Nitekim, bir kısım okurun faraziyeleri sonucunda, metnin amacına dair konuşmak belki mümkündür.
Sayfa 191Kitabı okudu
Onuncu yüzyılda İncili bazı gruplar pek çok sanat eserine ilham veren bir edebî metin olarak okudu.
Sayfa 83 - Bu metinden çıkardığım şahsi kanaatim şudur ki: Batı edebiyatını daha iyi anlayabilmek adına İncil okunabilir.Kitabı okudu
Çek yapısalcılarının belirttiği gibi, edebî anlamın büyük bir kısmı alıcının ürettiği anlam sayesinde değişikliğe uğrar.
Sayfa 117Kitabı okudu
Cleanth Brooks ve Robert Penn Warren'ın ifade ettiği gibi, edebî eserin yegâneliği eserin söyleyiş tarzında gizlidir.
Sayfa 50 - Hece YayınlarıKitabı okudu
Schlegel romantik ironiye mahsus bir tavırla şu soruyu sorar: Bir şeyin anlaşılmaz olması onu öyle âdi ve kötü bir şey yapar mı? O, rasyonalist gözle şunu da ilave eder: Hakikatte, dünya arzularınız icabı bütün yönleriyle oldukça anlaşılabilir bir varlık olsa, bundan sıkıntı duymaz mısınız?
Sayfa 31 - Hece YayınlarıKitabı okudu