Molla Sadra Felsefesinde Zaman Öğretisi ve Tarih Bilinci

Mahmut Meçin

En Beğenilen Molla Sadra Felsefesinde Zaman Öğretisi ve Tarih Bilinci Sözleri ve Alıntıları

En Beğenilen Molla Sadra Felsefesinde Zaman Öğretisi ve Tarih Bilinci sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Molla Sadra Felsefesinde Zaman Öğretisi ve Tarih Bilinci kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Alemde bulunan hiçbir şeyin zamandan muaf olmaması nedeniyle kişinin kozmosa dair algısını ve ontolojik bakış açısını belirleyen zaman tasavvuru, aynı zamanda doğrudan veya dolaylı olarak tarihi olgulara bakış açısını da tayin eder. Çünkü evrenin köken bilimi olarak tanımlanan kozmoloji, sadece âlemin yaratılışını değil, aynı zamanda onun şu anda nasıl var olmaya devam ettiğini de inceler.
Aristoteles'in sabit nesne düşüncesine karşı çıkan Molla Sadrâ'ya göre, nesnenin mahiyeti değişmez olabilir,ancak nesnenin mahiyeti dış dünyada değil zihnimizdedir. Değişmeyen kavram zihnimizde olandır. Dış dünyada olan bir nesne için ise hareket ve değişim kaçınılmazdır. Cevher de dış dünyada olduğuna göre, o da değişir. Hatta en esaslı değişim cevherdedir. Çünkü ilintilerinde gerçekleşen diğer değişimler cevherdeki değişime tabidir. Böylece Molla Sadrâ, Aristoteles'in cevherin dışına hasrettiği hareketi,cevher ve araz dâhil tüm varlığa şamil kılar. Hareket eden, cevherin bizzat kendisi olduğundan, cevherin kendi dışında harici bir muharrike ihtiyaç duymadığını söyleyen Sadrâ, Aristoteles metafiziğinde iddia edilen hareketin dayandırılması gereken sabit özne fikrini de boşa çıkarmış olmaktadır.
Reklam
Augustinus, "Eğer biri bana zamanın ne olduğunu sormazsa, biliyorum; ama eğer biri bana sorup açıklamaya çalışmamı isterse, bilmiyorum." Zamanla en fazla ilgilenen İslam filozoflarından biri olan Fahreddin er-Razi ise zamanın hakikatine ulaşmanın zorluğu karşısında acziyetini şöyle ifade eder: " Bil ki ben şimdiye kadar zamanın gerçek hakikatine ulaşmış değilim." Zamanın soyut ve kompleks yapısı karşısında dile getirilen bu gibi itiraflara rağmen hakikatine ulaşma çabaları tarih boyunca daima var olagelmiştir.
Sadrâ'ya göre varlık dış alemde tek bir hüviyete sahiptir. Fakat eşyanın insan zihninden bağımsız ve nesnel olan harici/ayni varlığının husûli bilgilerle veya kavramsal analiz yoluyla zihinde vücûda gelen ve sübjektif olan başka bir varlığı vardır. Zihni veya ilmi varlık dediği bu varlık, eşyanın ayni/harici varlığının zihin tarafından tasavvur edilmesiyle hasıl olmaktadır. Fakat zihni varlık soyutlandığı ayni varlığın hakikatinden farklı bir varlığa sahip olmayıp aynı varlığın iki farklı bakış açısından görülen yegâne gerçekliğidir. Sadrâ'ya göre soyutlanan zihni varlığın gerçek varlıkla olan ilişkisi "insanlık" ın bir insanla olan ilişkisi gibidir. Bir şeyin dış alemde var olmasının anlamı, o şeyin kendine özgü eserve etkileri olan bir varlığa sahip olmasıdır. Bir şeyin zihinde olmasının anlamı ise o şeyin sadece nefiste ve idrak yetisinde bulunması demek değildir. Aksi halde nefiste bulunan bilgi ve kudret gibi nitelikler, bilgi ve kudret sahibi kişiler için salt zihni varlıklar olacaktır.
Mutlak zamanın, sadece hareket veya değişimden değil,insan zihninden de bağımsız bir varlığa sahip olduğunu savunan Newton, zamanı mekânla birlikte evrenin nesnel bir dayanağı ve aşkın bir gerçekliğe sahip olan mutlak bir varlık olarak görür. Ona göre zaman ve mekân, mutlaklık ve sonsuzluğunu mutlak olan Tanrı'dan almaktadır. Bu anlamda, o zamanın Tanrı ile birlikte ezeli olarak yaratılıştan önce var olduğuna inanır.
Evrendeki oluşun ancak zaman içinde anlaşılabileceğini söyleyen Platon'a göre zaman, sonsuzluğun bir gölgesi ve resminden başka bir şey değildir.
Reklam
17 öğeden 11 ile 17 arasındakiler gösteriliyor.