Elinizdeki kitap, otuza yakın dilde, dünyanın hemen her köşesinde yayımlandı ve milyonlarca okura ulaştı. Bu kitapta “zaman” bilmecesinin ta kendisi söz konusu. Bu bilmece, doğal gibi görünen olaylara şaşmayı henüz unutmamış olan çocuk ve yetişkinleri aynı derecede düşündürecektir. Momo’nun öyküsü, yeri belli olmayan bir hayal ülkesinde ve belirsiz bir şimdiki zamanda geçmektedir. Ancak öykü, prenslerden, büyücülerden, perilerden söz etmemektedir. Simgeler tümüyle günümüz yaşamından alınmıştır. Momo’da insan ilişkilerinin nasıl daraldığının, insanların sevgi, dostluk ve arkadaşlık değerlerinden nasıl yoksunlaştırıldığının eleştirel bir anlatımını bulacaksınız. Yazar; sürüleştirilen, yaşamına ve zamanına el konulan insanı, bir masal akıcılığında anlatmaktadır. Bu bir masal mı? Kavram, romantiklerin anladığı biçimde alınırsa, evet. Çünkü, gerçek ve hayal, şiirsel bir biçimde iç içe geçmiştir. Ancak kitap, insanın, günümüzdeki ve gelecekteki can alıcı sorunlarını da içermektedir. Öyleyse, bu kitap daha çok bir romana mı benzemektedir? iyisi mi, biz, bu bir masal-romandır diyelim…
Momo; Gözleri iri, simsiyah ve çok güzeldi. Ayakları hep çıplak gezdiği için kapkara olmuştu. Yalnızca kışın, o da biri başka biri başka ve ayağına büyük gelen ayakkabılar giyerdi. Çünkü Momo’nun orada burada bulduğu veya birilerinin verdiği eşyadan başka bir şeysi yoktu...İşte biz küçüçük bir kızdan zaman kavramını,degerini ögreniyoruz bu kez..
Severek okumustum.Meger ne cok zamanımızı calanlar varmıs..