Mostar sadece Neretva nehri üzerinde asılı duran bir köprü değildi oysa..Nice savaşlardan sağ çıkmış,nice ölümlere tanık olmuş,yüzyıllar boyunca barışı simgeleyen bir tarihi değer olarak inadına varlığını sürdürmekteydi.
Neretva nehri kıyısında zihinsel engelli olarak dünyaya gözlerini açar Antonio.Daha doğmadan babasını kaybeder ve annesi de Ratko adında zalim bir adamla evlenir.Engelli doğan çocukların ruhlarını şeytana sattiklarina inanan Mostar halkı engelli olduğunu farkettikleri her çocuğu Neretva nehrine atmaktadir. Antonio ve annesinin bu zulümden kaçışlarını ve bu süreçte başlarına gelenleri içim burkularak okudum.
Şıfa bulmasi icin Mostar'dan Edirne'ye oradan da Istanbul'a uzanan Antonio'nun adı sonra değiştirilerek Ismail olur.Onca zulme direnen Ismail'in Osmanlı topraklarına gelince ismi gibi kaderi de değişecek midir?Okuyun efendim🤗
Yazarın ilk kitabı olmasına rağmen oldukça başarılı buldum açıkçası. Konu bütünlüğünün olması,olaylar arasında kopukluk olmaması,okuru sürekli meraklandirarak diğer sayfaya geçmek için heyecanlandırması, birbirini tamamlayıcı betimlemeleri ustaca işlemesi ve akıcı üslubu ile sayfa sayısı daha fazla olsaydı okurdum dedirtti.Yazari tebrik ediyor ve kaleminin daim olmasını diliyorum..
Selam,dua ve huzurla..🤗