Arcayürek'in 1947 yılında, henüz 19 yaşında iken gazeteciliğe başlaması ile Türkiye'de çok partili dönemin açılışı,aynı yıllara rastlıyor. Bu açıdan Arcayürek, işin ta başından başlayarak ülkemizde demokratik rejimin siyasal gelişimini, iniş ve çıkışlarını giderek daha yakından izleme olanağını bulmuş çok sayıdaki gözlemciden biri olma özelliğini taşıyor.
Arcayürek, sırasıyla Ulus, Ankara Akşam Haberleri, Kudret, Vatan, yeniden Ulus, ANKA Ajansı, Akis dergisi, Hürriyet, Tercüman, Milliyet, Güneş gazetelerinde ve şimdi Cumhuriyet'te çalışarak kazandığı zengin deneyimlerle kaleme aldığı gözlem ve anılarını okurlara sunarken, mesleğini kırk yıla yakın bir zamandır sürdürme başarısını şu sözlerle açıklıyor:
"Bir kuraldan ayrılmamaya özen gösterdim. Gazetecilik yoluyla, gazetecilik dışı maddi kimi olanaklar aramayı, sağlamayı bir gün olsun düşünmedim. Ne kazandıysam meslekten geldi. Meslekte seçtiğim yol, siyasal habercilik. Bu nedenle özellikle gelmiş geçmiş siyasal kişilerle ilişkilerim oldu. Bir liderle, bir başkanla, bir devlet adamıyla, bir bakanla yaptığım görüşmelerde edindiğim bilgilerin 'özel bilgi yanı' ile yazılabilecek yanlarını birbirinden ayrı tutmaya özen gösterdim. Belki de, benimsediğim bu kural, kimi kişilerin güvenini kazanmama yol açtı. Meslekte ayakta kalabilmenin özü de bu kuraldır galiba."