Her büyük sanat eseri, bir büyük fikre dayanır. Her büyük fikir, estetik bir biçime kavuştuğunda akla ve kalbe dokunan bir hakikate dönüşür. Sezai Karakoç, bunun somutlaşmış örneklerinden biriydi.
Hakikatin araçsallaştırıldığı, sanatın duygusallığa indirgendiği bir çağda Karakoç'un mefkûresi ve politikası bize yeni bir ufuk sunar. Bu ufkun merkezinde Diriliş düşüncesi vardır. Kendi ifadesiyle Diriliş, ruhun açtığı bu sürekli savaşı sürdürme ve bu savaştan sürekli olarak başarılı çıkma demektir. Allah'a inanıyorum. Ben bir fikir işçisiyim. Allah kentinin işçisiyim. Ancak bir düşünür ve sanatkâr gerçek manada Allah kentinin işçisi olabilir.