Fakat treni de çok sevmişti. Buharla çalışan bir zaman makinesiydi sanki içinde bulunduğu gürültülü makine. Hayatın ve zamanın içinden hiçbir şeye dokunmadan, sadece izleyerek geçip gidiyor, trenin hızı hayatın akışını dondururken, kendisini duran zamanın içinden geçirerek eşsiz bir deneyim sunuyordu. Şehirler, kasabalar, köyler, ormanlar, meralar, otlayan hayvanlar, trenin peşine takılan çocuklar...