Muhsin Bey Yahut Şairliğin Hazin Bir Neticesi

Recaizade Mahmut Ekrem

Oldest Muhsin Bey Yahut Şairliğin Hazin Bir Neticesi Posts

You can find Oldest Muhsin Bey Yahut Şairliğin Hazin Bir Neticesi books, oldest Muhsin Bey Yahut Şairliğin Hazin Bir Neticesi quotes and quotes, oldest Muhsin Bey Yahut Şairliğin Hazin Bir Neticesi authors, oldest Muhsin Bey Yahut Şairliğin Hazin Bir Neticesi reviews and reviews on 1000Kitap.
Sevda garip bir hastalıktır ekseriya geceleri müştedd olur.
Sayfa 13 - Papersense Yayınları 1.Baskı 2014 Osmanlıcadan aktaran: Buket Ülger / Epub
Nedir bu cevr ü tegafül zaman zaman güzelim? Kaçıncıdır bu eziyetli imtihan güzelim? Tükendi sabr u tahammül. Üzüldü can güzelim. Bu naz ise yetişir artık el-aman güzelim! Hayat bende mücerred seninle kaimdir. Neşat ü lezzet ü şevkim seninle daimdir. Sen olmasan nazarımda güneş de muzlimdir. Sözün hakikati işte budur inan güzelim. Gamınla mün'adim oldu tasarrufum özüme. Seni tefekkür ile uyku girmiyor gözüme. İnanmak istemiyorsan eğer benim sözüme, Buna şehadet eder gökte ahteran güzelim! Bu infiale beca na-beca nihayet ver. Yine şikayete. Şükre. Niyaze ruhsat ver! İade eyleyeyim ne'şemi cesaret ver. Nazardan eyleme didarını nihan güzelim. Kusurum anlamadım çünkü etmedim mesul. Olurdu mazeretim belki de karin-i kabul. Senin sükutuna karşı benim melul melul. Yetişmiyor mu sana ettiğim figan güzelim? Ne hal ise ben afv et de şermsar eyle. Küçük düşürmek ile bari ahz-ı sar eyle, Dahil-i merhametim, vechin aşikar eyle. Bu şivedir sana şayan ol heman güzelim!
Reklam
67 syf.
6/10 puan verdi
Muhsin Bey
Muhsin Bey yahut şairliğin hazin bir neticesi. Bu kitabın adı değil kanımca başlığı vardır. Recaizade Mahmut Ekrem döneminin eserleri içerisinde yine farklılık oluşturarak bir iç hikaye ile bizi karşılamış. İnsanın kendinden hissettiği elemlerin edebi kelamlara dönüştüğü nadide bir eser olmuş.
Muhsin Bey Yahut Şairliğin Hazin Bir Neticesi
Muhsin Bey Yahut Şairliğin Hazin Bir NeticesiRecaizade Mahmut Ekrem · İstepan Matbaası · 189056 okunma
Bîçare Muhsin o halde bir müddet ağladıktan sonra uykuya daldı. Fakat arası çok geçmeden acı bir ızdırâb-ı cismâne ile uyandı. Kemiklerine kadar tesir eden soğuk bîçarenin asabına müz‘ic bir gerginlik getirmiş, azasını demir gibi tebrîd etmiş idi. Bir hareket-i kasriyye ile yerinden fırladı, titreye titreye pencereleri kapadı, soyundu yatağına girdi. Vücudu latif bir hararetle istirahata vardığı sırada rûhu da âlem-i menâma süzülmüş gitmiş idi.
Ey zâir-i itibârperver Seyret ne güzel durur şu makber! Yalnızlığı hoş-nümâ değil mi? Ya sadeliği değil mi dilber? Gayetle hazîn iken o toprak Üstünde yakışmamış mı mermer? Nâfında biten nihâl-i gülbîz Bak bak ne kadar latîf manzar! Olmaz mı nazar-rübâ-yı vicdân Nezdinde o mevc uran çimenler?
74 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.