Kuran İlimleri

Muhtasar El-İtkan Fi Ulum'il-Kur'an

İmam Suyuti

Oldest Muhtasar El-İtkan Fi Ulum'il-Kur'an Quotes

You can find Oldest Muhtasar El-İtkan Fi Ulum'il-Kur'an quotes, oldest Muhtasar El-İtkan Fi Ulum'il-Kur'an book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
"Kalbinde Kur'an'dan bir şey bulunmayan kimse, harabe bir yer gibidir."
Reklam
Hemze ve şedde işaretleriyle, revm ve işmam adlı iki tecvid kaidesini Kur'ana ilk koyan Halil b.Ahmet'tir.
Kur'an ilimlerinin üç temel konusu vardır. Tevhid tezkir, ahkam. Tevhid; varlıklara ait bilgilerle Allah'ın isim, sıfat ve fiiller ile ilgili bilgilerdir. Tezkir; va'd vaid, cennet cehennem, zahir batın temizlenmesi ile ilgili bilgilerdir. Ahkam ise bütün mükellefiyetler, emir-nehiy ve mendupları bir de faydalı ve zararlı şeylerin açıklanmasıdır.
En Önemli Müfessirler
Sahabeden Kur'an tefsirinde meşhur olanlar 10 kişidir; Hulefâ-i Râşidin (Dört Büyük Halife; Hz. Ebubekir, Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali), İbn Mes'ud, İbn Abbas, Ubey b. Ka'b, Zeyd b. Sabit, Ebû Mûsâ el-Eşâri, Abdullah b. Zubeyr... Hulefâ-i Râşidin içerisinde, kendisinden en çok rivayet edilen Hz. Ali b. Ebi Tâlib'dir. Diğerlerinden gelen rivayetler çok azdır. Bunun sebebi, erken vefat etmeleridir...
Sayfa 126 - Ravza Yayınları - Mütercim; Ömer KARAKitabı okudu
Şeriate ve ayetlere ters düşen te'viller, cahillerin te'vîli, mahzurlu ve tehlikelidir. Mesela, "iki denizi saldı birbirine kavuşuyorlar"( Rahman 17) ayetindeki الْبَحْرَيْنِ lafzının Ali ve Fatıma; : يَخْرُجُ مِنْهُمَا اللُّؤْلُؤُ۬ وَالْمَرْجَانُۚ (Rahman 22.Ayet:) İkisinden de inci ve mercan çıkar"ayetindeki اللُّؤْلُؤُ۬ وَالْمَرْجَانُۚ İkisinden de inci ve mercan lafiz ise Hasan ile Hüseyin diye te'vîl edilmesi batıl te'vîle örnek olarak verilebilir. Kur'ân'ı tefsîr etmek isteyen kimsenin, sağlam lugat, sarf, iştikâk meani-beyân-bedi (belağat), kıraat, kelam (usulu'd-din), usul-u fikıh, esbâb-ı nuzûl, kısas, nasih-mensûh, fikıh ilimlerini bilmesi gerekir. Allah'ın bildiği ile amel edenlere nasip ettiği ve "Kim bildiği ile amel ederse Allah ona bilmediklerini öğretir." hadisinin işaret ettiği vehbi ilme sahip olması zaruridir.
Reklam
سَاَصْرِفُ عَنْ اٰيَاتِيَ الَّذ۪ينَ يَتَكَبَّرُونَ فِي الْاَرْضِ بِغَيْرِ الْحَقِّۜالْحَقِّۜ Araf 146.Ayet: "Yeryüzünde haksız yere böbürlenenleri âyetlerimden uzaklaştıracağım". Sufyan b. Uyeyne bu ayeti "Onlardan Kur'ân'ı anlamayı çekip alacağım" diye tefsir etmiştir.
İbn Teymiye şöyle demiştir: "Şunu bilmek gerekir ki Rasûlullah Sahabeyi Kiram'a Kur'ân'ın lafizlarını açıkladığı gibi manalarını da açıklamıştır. لِتُبَيِّنَ لِلنَّاسِ مَا نُزِّلَ اِلَيْهِمْ kendilerine İndirileni açıklaman için ..." (Nahl 44) hem lafzı hem manayı izahı ihtiva eder. Ebû Abdirrahmân es-Sülemi şöyle der: Osman b. Affan, Abdullah b. Mesud gibi Kur'ân'ı öğreten sa-haabiler, Rasûlullah'tan 10 ayet öğrendikleri zaman, bu ayeti öğrenip öğrenip amel etmedikçe başka ayetlere geçmezler ve biz Kur'ân'ı hem ilmen hem de amelen öğrendik derlerdi. Bundan dolayı da bir sûrenin ezberlenmesi uzun zaman alırdı. Sahabenin Kur'ân'ı hem ilim hem de amel planında öğrenmelerinden dolayı İbn Ömer Bakara sûresinı 8 senede ezberlemiştir. Bu hareket, Allahu Teâlâ'nın كِتَابٌ اَنْزَلْنَاهُ اِلَيْكَ مُبَارَكٌ لِيَدَّبَّرُٓوا اٰيَاتِه۪ "Bu mübarek kitâbı, ayetlerini düşünsünler ... diye indirdik"(Sad 29) ayeti ile اَفَلَا يَتَدَبَّرُونَ الْقُرْاٰنَۜ Kur'ân'ı düşünmüyorlar mı? (Nisa 82) ayetlerine dayanır. Tıp ve matamatik gibi ilim dallarının hakkında kitapları okuyanların bu kitaplara ait şerhlerden istifade etmeden anlamaları mümkün değilken müminlerin kurtuluş ve saadet kaynakları din ve dünya işlerini ayarlayan Allah'ın kelamı tefsîre nasıl ihtiyaç duymaz ?
“Kur an üzerinde düşünmüyorlar mı?" buyurur. Ayetlerdeki tedebbürün şekli şudur: Kişi, telaffuz ettiği ayetlerin manasını kalbi ile düşünür, böylece okuduğu her ayetin manasını bilir, emir ve nehiyler üzerinde tefekkür eder, onların gerçek ve hak olduğuna inanır ve kabul eder. Eğer geçmişte kusur işlemişse, tevbe-istiğfarda bulunur. Rahmet ayetine rastladığında sevinir, Rabbinin fazlından ister. Azab ayetine rastladığında korkar ve Rabbine sığınır. Tenzih ayetine rastladığında Rabbini tenzih ve tazim eder. Dua ayetine tesadüf ettiğinde ise yalvarır ve istekte bulunur. *
Kur'anı Kerim bir defada inmemiş bilakis 23 sene içerisinde ayet ayet, süre süre peyderpey inmiştir. Bazı ayetler hicretten önce Mekkede inmiş bazısı hicretten sonra Medine'de nazil olmuştur. Hudeybiye harbinde inen "Fetih süresi" gibi bazı sureler de Mekke ve Medinenin haricinde harp esnasında inmiştir. Yine bazıları gece, bazıları gündüz nazil olmuştur. Mekki ve Medeni ayetler arasındaki fark, Mekke dönemi ile Medine dönemi arasındaki farkın anlaşılmasına bağlıdır. Mekke dönemi, İman rükünlerinin açıklanıp akidenin sağlamlaştırılmasına ihtiyaç duyulduğu davet devridir. Medine dönemi 1se hukuka ve sisteme ihtiyaç duyulduğu, İslâm toplum ve devletinin kurulduğu devirdir. Mekki ayetlerin kısa olmasının sebebi, müşriklerin işkencelerinden korkarak yaşayan müslümanların, ayetleri gizlice ezberleme zorunda olmalarıdır.
36 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.