İslam Dünyasındaki Durgunluk Üzerine

Mühürlenmiş Zaman

Dan Diner

Mühürlenmiş Zaman Sözleri ve Alıntıları

Mühürlenmiş Zaman sözleri ve alıntılarını, Mühürlenmiş Zaman kitap alıntılarını, Mühürlenmiş Zaman en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Zaman hukukla, özellikle kutsalın nüfuz etmiş olduğu hukukla mühürlenebilir. Hukuk zamana karşı direnebilmişse, bu başka alanlarda da geçerli demektir. Sonunda hukuk, toplumsal birlikteliği düzenlemek adına tüm yaşam ortamlarına el atar. Adeta her şeyin yerine geçmektedir. Yani kutsallıkla yüceltilmiş hukukun uzun zaman dilimleri boyunca geçerli kalmış olması, dönüşümün pek fazla yol kat edemediğini düşündürtecektir. En azından Batı'daki gibi sekülerleşme olgularıyla birlikte yürüyen gelişmeye benzer, sekülerleşme süreci sayesinde zaman içinde ortaya çıkan olgulara ilişkin, kendi üzerine düşünebilen -Batı'nın gelişmesinden kaynaklanan tarih kavramıyla bağlantılı- bir bilinci beraberinde getiren bir dönüşüm beklenemez. Böyle kolayca çıkarılabilir görünen bir sonuç doğrudan doğruya son derece sakıncalı görüşlere yol açar, Müslüman yaşam dünyalarındaki insanların anlatısal söylemlere ve tarih felsefesi tarzındaki düşünüşlere dönüştürülen, değişen dönemler boyunca akıp giden tarihsel tasavvurlardan yoksun olduğu şeklindeki şüpheli ve tehlikeli bir varsayıma sürükler. Böyle bir yaklaşım, Müslümanların Doğu hakkında -Hegel ve Ranke'nin kast ettiği anlamda- gerçek bir tarih ve gerçek tarihçiler tanımadığını iddia etmek olur.
Sayfa 176
ÖNSÖZ Genel olarak Müslüman dünyası ve özel olarak Ortadoğu Arap dünyası üzerine tartışma belirsizlik dolu bir iştir ve çoğu zaman sert tepkilere yol açar. Bu bağlamda birbiriyle kavgalı iki pozisyon sözkonusudur. Biri bölgenin acıklı durumunu modernliği engelleyen İslâm dini ve kültürüne bağlar. Diğeri ise Batı hegemonyasını sorumlu tutar -
Sayfa 9 - İSTANBUL BiLGi ÜNiVERSiTESi YAYINLARI 369 ☪ SiYASET BiLiMi 41 - 1. BASKI iSTANBUL, KASIM 2011
Reklam
Strauss, Horkheimer ve Adorno'yla neredeyse aynı ifadeleri kullanarak, ama onlardan daha önce, akılcı felsefenin "kendi kendini yıkmasını" Batı'nın büyük krizi olarak görmüştür.
Sayfa 194
"1924 İslam dünyasının krizini anlamak için anahtar bir yıldır. O yıl Mustafa Kemal Türkiye'de yürürlüğe soktuğu modernleşme projesi için köklü reformlar başlattı. Bu proje kapsamında merkezî öneme sahip İslamî kurumlar ortadan kaldırılmıştır: Hilafet ve dünyadaki tüm Sünni Müslümanlar için geçerli en üst İslamî hukuk makamı olan Şeyhülislamlık. Böylece Tanrının hükümdarlığı ile bu dünyadaki hükümdarlık arasındaki bağlantı koparılmış oldu. Hilafetin ve Şeyhülislamlığın kaldırılması Türkiye'yi çok aşan sonuçlar doğuracaktı. Müslümanlar kendilerini yalnız bırakılmış ve yetim kalmış hissediyorlardı. Özellikle Britanya Hindistan'ında yaşayan ve dünya genelinde en büyük müslüman topluluğu olan grup. Ve Türkiye Cumhuriyeti 1928'de Arap alfabesini bir kalemde silip yerine Latin alfabesini koyduğunda 'laik darbe' tamamlanmış görünüyordu." (alinti)