Türkiye Sosyalist Hareketinden Eserler

Mühürler

Kolektif

Mühürler Posts

You can find Mühürler books, Mühürler quotes and quotes, Mühürler authors, Mühürler reviews and reviews on 1000Kitap.
İbrahim Kaypakkaya’nın Kemalizm ve Kürt sorunu üzerine eleştirel değerlendirmelerinin özgün niteliği çoğu yazar tarafından vurgulanmıştır. Gerçekten de bu konular üzerine Türkiye sosyalist literatüründe o döneme kadar nadir görülen bir keskinlikte eleştiriler getirmiştir Kaypakkaya. Ancak bu eleştirileri yaparken Stalin ve Şnurov gibi sınırlı sayıda yazarın eserlerinden devraldığı bir düşünce çerçevesini geliştirmiş olduğu da belirtilmelidir. Dolayısıyla Kaypakkaya’nın bu temel önemdeki konular üzerine değerlendirmeleri, sosyalist literatür içinde daha önce geliştirilmiş olan kimi temel argümanların 1970’lerin başının tartışmalarına uyarlanmasının sonucunda ortaya çıkmıştır.
Sayfa 494 - 1. baskı - Eylül 2019
Komünistlerin hem sınıfsal baskıya, hem de milli baskıya karşı olduğunu, Kürt hâkim sınıflarının ise milli baskıya karşı çıkarken sınıfsal baskıya herhangi bir şekilde karşı durmadıklarını söyler. Komünist hareketin, ezilen milliyetlerin burjuvazisinin ve toprak ağalarının kendi üstünlükleri için mücadelesini desteklemediğini belirtir; ona göre komünist hareket, ulusal sorunu somut durum içinde “sosyal gelişmenin ve sosyalizm için proletaryanın sınıf mücadelesinin menfaatleri açısından” yargılar. Bir ulusal ayrılma talebinin nasıl destekleneceği, komünistlerin bu ayrılmayı “proletaryanın sınıf menfaatleri” açısından nasıl değerlendireceklerine göre değişir.
Sayfa 492 - 1. baskı - Eylül 2019
Reklam
Kürtlerin kendi kaderini tayin hakkından bahsedilen PDA Şafak metinlerinde “Kürt halkı”nın haklarına gönderme yapılmasını da eleştirir Kaypakkaya. Ona göre milli baskı sadece Kürt halkına değil, tüm Kürt milletine uygulanmaktadır. Dolayısıyla baskı görenler arasında sömürülen sınıfların yanında sömürücü sınıflar da bulunmaktadır. Savunulması gereken “Kürt halkının” (dolayısıyla yalnızca sömürülen sınıfların) kendi kaderini tayin hakkı değil, bir bütün olarak “Kürt milletinin kendi kaderini tayin hakkı”dır. Kendi kaderini tayin hakkı ayrı bir devlet kurma hakkından başka bir şey değildir.
Sayfa 491 - 1. baskı - Eylül 2019
“Şafak Revizyonizminin Kemalist Hareket, Kemalist İktidar Dönemi, İkinci Dünya Savaşı Yılları, Savaş Sonrası ve 27 Mayıs Hakkındaki Tezleri” başlıklı yazısında ‘milli baskı’nın çeşitli örneklerini verir; örneğin erken Cumhuriyet döneminden itibaren Kürt dilinin yasaklandığını hatırlatır. Kürtler ve diğer uluslar üzerine uygulanan baskıyı devlet kurumlarınca desteklenen bir Türk milliyetçiliğinin yükselişine paralel olarak ele alır; ‘Güneş Dil Teorisi’ gibi teorilerle baskının pekiştiğini anlatır. “Bir Türk dünyaya bedel” ve “Ne mutlu Türküm diyene” gibi sloganları şovenist olarak niteler.
Sayfa 481 - 1. baskı - Eylül 2019
İbrahim Kaypakkaya millet tanımını yaparken Stalin’in metnine referans verir ve millet-sınıf-kapitalizm ilişkisi konusunda da Stalin’in görüşlerini tekrarlar. Ona göre milletler kapitalizmin şafağında ortaya çıkarlar: “Kapitalizmin bir ülkeye, bir bölgeye belli ölçülerde girmesiyle ve o ülkede, o bölgede pazarları belli ölçüde birleştirmesiyle, millet olmanın diğer şartlarını bir arada taşıyan topluluklar artık millet hâline gelmiş sayılırlar.”
Sayfa 480 - 1. baskı - Eylül 2019
Şimdi biz, herkesin gözü önünde yükseklere bir bayrak çekiyoruz. Bu bayrak, proletaryanın kızıl bayrağı olacaksa, onun kızıllığını bozan bütün lekeler, ciddi ve titiz bir çabayla silinip atılmalıdır. İbrahim Kaypakkaya, “TİİKP Program Taslağı Eleştirisi"
Sayfa 461 - 1. baskı - Eylül 2019
Reklam