Yazı sayesinde insanlar kalblerinde saklanmış olan manaları anlatırlar, bununla uzak ülkelerde bulunanlara maksatlarını bildirirler, bu suretle ihtiyaçları temin edilir ve uzak yerlere giderek bizzat kendileri konuşmak zahmetinden kurtulurlar.
Yazı, insanların kalplerindeki mâna ve mevhumları uzaklara eriştirir, fikir ve akılların mahsulünü ve ilimleri sayfalar üzerinde ebedî olarak ve nihayet kağıt üzerine yazarak mânaların tertip ve derecesini tespit eder.
Sosyoloji Batılı Kuramcılar tarafından oluşturulmadı
Mukaddime bir kitabın asıl metninden önceki yazısı, önsözü anlamına gelir. Klasik kaynaklarda "mukaddimetu’l-kitâb" ve "mukaddimetu’l-ilim" olarak ikiye ayrılır. Birincisi kitaba bir giriş, ikincisi ise eserin ait olduğu ilim dalı ile ilgili temel bilgilerin verilmesini amaçlar. Mukaddime yerine "İftitâh", "Fâtihatu’l-Kitâb", "Tavtıe", "Temhîd", "Tasdîr", "Dîbâce" ve "Medhal" gibi terimler de kullanıldığı olur.[2] Bu giriş yazısına "konuyu okuyucuya takdim eden, arz eden" anlamında Mukaddime denildiği gibi, eserin başında ilk olarak yer alan, öne geçirilen anlamında Mukaddeme de denilir.[3]
Arap edebiyatında Hicri 3. yüzyıl ortalarından itibaren El-Cahız ve öğrencisi İbn-i Kuteybe (en) sayesinde Mukaddime bağımsız bir edebi tür haline geldi.[4] Özellikle tefsirlere yazılan Mukaddimeler başlı başına önemli bir alan oluşturdu.[5] 2009 yılında yazılmış bir doktora tezi erken dönem Tefsir Mukaddimelerini inceler. https://1000kitap.com/kitap/kitap--431826
Mukaddime IIİbn-i Haldun · Milli Eğitim Basımevi · 199122 okunma