Yaşadığımız anı kabullenmek, olan bitenler karşısında teslimiyetçi bir yaklaşım sergilediğimiz anlamına gelmez...yaşadığımız olayların farkında olup yaşanan gelişmeleri kabul ettiğimizin göstergesidir.
İki kere ikinin dört ettiği doğrudur. Bunun için tabiatın tavsiyesine ihtiyacı olmadığı bir gerçek. Yapacağın tercihler veya tabiata egemen olan kanunları onaylayıp onaylamadığın , onun umrunda olmasa gerek. Tabiatı olduğu gibi kabul etmeli , yaşadığın her olayın olası tüm sonuçlarına katlanmalısın.
Bilge düşünür Nietzsche'nin ünlü bir sözü vardır: "Bizi öldürmeyen şey bizi güçlü kılar." Acılara katlanmak, güçlükler karşısında bizi daha dirençli ve dayanıklı hâle getirir. Nasıl ki kaslarımızın güçlenmesi için belli zorluk ve sıkıntılara katlanmamız gerekiyor, duygularımızın güçlen mesi için de acılara katlanmamız gerekir. Hayatı boyunca acıyı ve mutlululuğu bir arada yaşayan Helen Keller, "Karakter, rahat ve sakin bir ortamda gelişmez. Ancak yaşanan sıkıntı ve acılar sayesinde ruhumuz güçlenir, insanın ha yata bakışı netlik kazanır, tutkular dizginlenir ve başarıya ulaşmak mümkün olur" diyor.
Duygularımızı kabullenmek demek hislerimize olumlu bir bakış açısıyla yaklaşabilmek yaşadığımız duyguları doğamızın bir parçası olarak görebilmek yani ilgi çekici ve değerli bulmak anlamına gelir.