Bir halkın yarısı yoksa diğer yarısı da otoritesini sağlamlaştırmak ve güçlendirmek için uçkuruyla uğraşıp durur, o zaman bu kültürün derinliği ne işe yarar?
Beni unut! Oturma iznin olmadığı için biz yokuz"derdin hep,sana kızardım.Şimdi hak veriyorum,biz yokuz;ömrümüz,kelebekler kadar.Geriye bakmadan kendine yeni bir hayat kur ve beni unut,bol şans sana."
Çaresizlik insanın çırasını kısar, verilecek cevabı kısıtlar ; yokluk insanı susturur, elini de kolunu da bağlar, insana fukara denmesinin diğer nedenidir yokluk ama bütün bunlara rağmen sevgiyi besleyecek umut hep olmuştur.
Ah hayat, böyle yaşamak kader olmalı, böyle yaşamak bazen mecburiyet... Ne yapabilirim ki her defasında beterin beteri var diye kendimi şartlandırıp şükretmekten başka çarem yok.
"Salonda karanlıkta oturup örümceği düşünüyorum, yer değiştirip değiştirmediğine hatta yeni bir av bulup bulmadığına kadar yığınla soru var aklımda. Örümcek yalnızlığımla arkadaş olup çıktı, gecenin bu saatinde onu merak ettiğim gibi O da karanlıkta oturmamı garipsiyor olabilir."
"Sağlıklı ve şanslıysan ancak yüz yıl yaşarsın; üzüntüler, sevinçler, kazanç ve kayıpların tümü bir ömrün sonunda silinip gider. Çok önemli biriysen yıllar sonra anılırsın. Bütün bunlara rağmen hayat sonsuza kadar devam edecekmiş gibi gelebilir, birilerini kırabilir, onların hakkını yiyebilir, onlara zulmedebilir insan; sonra gelip başını yastığa koyduğunda çaresizdir; bilinmeze davetiye çıkarılmış, gözlerde korku belirginleşmiştir artık çünkü Tanrı tüm gerçeğiyle insanları birbiriyle eşitlemiştir.