Ahlak kavramlarının nasıl içinin boş ve -mış gibi etrafa görünmek için nasıl bir araç olarak kullanıldığını gözler önüne sermiş yazar. Arka kapaktaki cinsellik sosu ibaresi günümüz yazarları gibi herşeyin ayan beyan kelimelere döküldüğü hissini vermesin, usturuplu kullanmış kelimeleri H.Rahmi.
Ele aldığı, irdelediği ve aslında demeye çalıştığı şeyi beğenmekle birlikte , bu denli mezhebi genişliklere sahip karakterlerin, vıcık hikayelerini okumayı sevmiyorum. Benim bu tercihim kitap ile alakasız bir durum elbet. Karakterlere dair beter olsunlar diyecek bir final bile vermedi yazar :(
Başkalarının davranışlarında gördüğümüz kendi fikir ve nazarımıza uymayan her şeye gülmemiz, şaşmamız lazım gelse ömrümüzün büyük bir bölümünü gülmek, şaşmakla geçirmek gerekir.
Onu masum görmeye, onu affetmeye, yine evvelki gibi sevmeye şiddetle ihtiyacı vardı. Gönül, muhabbet sarayını harap olmuş görmektense bazı hakikatleri çiğnemekten çekinmez.
Yalanın ağızdan söylenişi bir ahlak kusuru kabul edilirken kalem ile yazılanı hüner sayılır. Kitap şeklinde para ile satmak medeniyetin yazarlara bahşettiği garip bir imtiyazdır.
Hayatta hiç enlerim yoktur. Kimse en sevdiğim şarkıcı veya en sevdiğim oyuncu değildir. Ama hiç tartışma götürmez bir şekilde en sevdiğim yazar
Hüseyin Rahmi Gürpınar olur. Hayatı bu kadar alaya alması, gördüğü terbiyeyi ve soylu aile yaşamını eserlerinde işlemesi asla yanından bile geçemeyeceğim hayat tarzlarına tanık olmamı sağlıyor.
Lisede edebiyat derslerinde öğretmenimiz eserleri deftere yazar ezberleyip sınavda kağıda yazmamızı isterdi. O zaman aklıma takılmıştı
Hüseyin Rahmi Gürpınar gerektiği yerde okuyucuyu bu yönden de doyuruyor. Neyse o kitabı aldım. Nasıl bir anlatış bu daha önce hiç kimsede görmedim. Daha çok okumak daha çok okumak istedim. Şu sıralar okuduğum kitaplarda arada tatlı niyetine katıyorum. Onun kitaplarına başlamadan önce benzersiz bir heyecan duyuyorum.