Öncelikle merhaba. Türk Edebiyatı Klasiklerini bitirme kararı aldım bu yüzden yavaş yavaş hepsini okuyorum. Bu kitapta Hüseyin Rahmi Gürpınar'dan okuduğum ilk eser oldu. Maalesef ki benim için tam bir hayal kırıklığı. Kitapları eleştirmeyi pek sevmem fakat bu kitap bana hiç hitap etmedi. Öncelikle yazar "toplum için sanat" düşüncesinin savunucusu. Bu yüzden eserlerinde edebi bir dil yok. Ben okuduğum eserde edebi bir dil olmasını, Türkçe telaffuzun iyi olmasını ve dil anlatımına dikkat edilmesini daha uygun buluyorum. Çünkü günümüzde anadilimize zaten yeterince önem verilmiyor. Ben de dahil kurduğumuz cümleler doğru bir Türkçe kullanımı açısından elbette yeterli değil. O zaman kendimizi geliştirme ihtiyacı doğuyor ve bu da ancak kitaplarla olabiliyor. Bu yüzden kitaptaki anlatım benim için eksi bir yön oldu ama kimileri bu durumu samimi ve içten bulup kitabı okurken eğlenceli bulabilir. Bir diğer sevmediğim yönü kitap konudan çok kopuyor. Kitapla alakası olmayan tiratları, gereksiz açıklamaları, karakterlerin kurduğu uzun cümleleri sevmedim. Konusu da bana hitap etmedi. Belki dönemi eleştiriyordur ya da bu durumu trajikomik bir dille anlatıyordur ama romanda yaşanan durum benim için her açıdan fazlasıyla hoşnutsuz geldi.
Yazarın diğer kitaplarından biri olan Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç sevilen bir kitap gibi geldi bana. Tüm bu olumsuzluklara ve Türk Edebi Klasiklerini tamamlama arzumdan dolayı onu da alıp okuyacağım. Umarım yazara olan bu yargılarım yıkılır. Keyifli okumalar dilerim :)