Günahkâr insanların günahına tövbe eden, kâmil bir mümini de tövbesine şahit tutarak bir mürşid- i kâmil ile müridin, birlikte Rabbü'l- âlemin' e yönelmesinden daha büyük bir fırsat olabilir mi?
Koskocaman bir okyanusa karışan akarsuyun her ne kadar kirli de olsa temizlenmemesi mümkün olmadığı gibi, kâmil bir zatla beraber yüce Allah’a samimi olarak tövbe eden bir müridin de bu yakınlıktan istifade etmemesi söz konusu olmaz.
İnsan ahiret yolunda terbiye görmemiş haliyle avamdır. Kendisini yüce Allah’ın dışındaki varlıkların sevgi ve etkisinden bu haliyle kurtaramaz. Bir insanın, Allah korusun, ameliyat olması gereken bir evladı olsa, ehil olmayan doktora götürür mü? Elbette götürmez. İşin uzmanını arar bulur. Aynen bunun gibi biz de ebedî hayatımızı kurtarmak için kâmil bir mürşid bulmalıyız. Çünkü onlar din konularında işin uzmanıdır. Allah Teâlâ’nın izniyle, insanları gafletten kurtarır, Allah (C.C) yoluna sevkederler. İnsanların hidayetine vesile olurlar. Zamanımızda gerçek sûfîler az olduğundan, insanlar daha fazla isyana düşüyorlar. İrşad ehli mürşidler de devrimizde çok değildir.
Gavs-ı Bilvânisî (k.s.)
“Benim kalbim temiz” diyen gönlünü Allah’a (C.C) vermelidir; çünkü kalbin asıl sahibi yüce Allah’tır. En değerli misafir de Cenâb-ı Hak’tır. Rabbimiz Teâla kendini seven ve hatırlayanın gönlüne gelir.