Mürşid-i Kamil Kimdir?
Mehmet IldırarSözler ve Alıntılar
Müridin kendisini şeyhe teslim etmesi, kendini Allah ve Resûlü'ne teslim etmesi demektir. Çünkü hakiki şeyh olan kimse Resûlullah'ın (s.a.v.) halifesidir. Müridler, şeyhlerin elini tutup tövbe ederler; yani biat ederler. Çünkü Peygamberimiz'in (s.a.v.) ashabı da böyle yapmıştır. Ashâb-ı kirâm efendilerimiz, Allah Resûlü'nün huzuruna gelerek geçmiş hayatlarına tövbe etmişlerdir. Yüce Allah'a söz vermişlerdir. Bunu bilmeyen tasavvuftan nasipsizler, "Bu da nereden çıktı?" derler.
Akşemseddin hazretleri (k.s.)
Zamanımızda gerçek sûfîler az olduğundan, insanlar daha fazla isyana düşüyorlar. İrşad ehli mürşidler de devrimizde çok değildir.
Bir insanın Allah korusun, ameliyat olması gereken bir evladı olsa, ehil olmayan doktora götürür mü? Elbette götürmez. İşin uzmanını arar bulur. Aynen bunun gibi biz de ebedi hayatımızı kurtarmak için kâmil bir mürşid bulmalıyız. Çünkü onlar din konularında işin uzmanıdır.
Günahkâr insanların günahına tövbe eden, kâmil bir mümini de tövbesine şahit tutarak bir mürşid- i kâmil ile müridin, birlikte Rabbü'l- âlemin' e yönelmesinden daha büyük bir fırsat olabilir mi?
Şu halde bizler, bir mürşid-i kâmil eli tutmakla yüce Allah'a "bezm-i elest"te verdiğimiz ancak dünyaya dalarak unuttuğumuz, "Ben sizin Rabb'iniz değil miyim?" hitabına, "Evet, şahit olduk ki Rabb'imizsin" dediğimizi, yapmış olduğumuz güzel amellerle ve ahlâklarımızı güzelleştirmekle nefsimize hatırlatmış oluruz.
Koskocaman bir okyanusa karışan akarsuyun her ne kadar kirli de olsa temizlenmemesi mümkün olmadığı gibi, kâmil bir zat ile beraber yüce Allah'a samimi olarak tövbe eden bir müridin de bu yakınlıktan istifade etmemesi söz konusu olamaz.
Aleyhinde konuşuluyor olması, tasavvufun hak olmadığını göstermez. Baksanıza, dinin güneşi Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ve getirdiği hak dinin hakkında bile ne kadar ileri geri konuşan olmuştur. Ve kıyamete kadar da olacaktır. Onlar bilmiyorlar ki kendilerinin bu güzel din hakkındaki yalan ve iftiraları, onun daha güzel ve sağlam bir şekilde yayılmasına vesile olmaktadır. Tasavvufun aleyhindeki iftiralar da onun saf ve temiz bir hal alarak yayılmasına sebep oluyor.
Seyyid Muhammed Raşid Bilvanisi (k.s.)