Garip ve tatlı bir hikmet değil mi? Kâh bir dakikalık muamele , insanoğlunun mahiyetini takdire kâfi geliyor; kâh kırk yıllık tecrübe , hâlâ insanoğlunun mahiyetini açığa çıkaramıyor.
İslamiyet'i kabul denilen şey, hiçbir kimseden izin almaya bağlı değildir. Vahid ü zülcelal olan Hak Teâlâ'ya ve O'nun büyük peygamberine iman , izne filana bağlanamaz . O bir nurdur ki, bizim tabirimizle bezm-i elest'te kalbimizin fanusuna yerleştirilmiştir.
Yiyecekleri, içecekleri, giyecekleri, kuşanacakları önlerine daima hazır gelip de, kendilerini hiçbir şeyle mükellef bilmemek , asla insanlar için bahtiyarlık sayılmasın! Bütün tembelliklere denk düşen bu hal, insan için hakikaten bedbahtlıktır.