Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Mustafa Suphi'yle Yoldaşlarını Kim Öldürdü?

Emrah Cilasun

Mustafa Suphi'yle Yoldaşlarını Kim Öldürdü? Sözleri ve Alıntıları

Mustafa Suphi'yle Yoldaşlarını Kim Öldürdü? sözleri ve alıntılarını, Mustafa Suphi'yle Yoldaşlarını Kim Öldürdü? kitap alıntılarını, Mustafa Suphi'yle Yoldaşlarını Kim Öldürdü? en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Mustafa Suphi’nin Liberal olduğu yıllar
Suphi’ye göre, devletin içine düştüğü buhranın sebebi sadece bütçedeki açık değildir. Aynı zamanda Osmanlı toplumunda var olan devletçilik anlayışının halka sirayet etmesi sonucu, herkesin devlet kapısında memur olma istediği de başlıca sorunlardan biridir. Bunun üstesinden gelinmesinin yegane yolu ise kişisel girişimciliktir.
Reklam
Karadeniz On beş kere açtı göğsünü On beş kere örtüldü Onbeşlerin hepsi Bir komünist gibi öldü
Bu görüşü ile kendi tabutuna ilk çiviyi çaktı Mustafa Suphi
Türkiye’deki bey ve paşaları burjuva sınıfından addetmiyoruz. Bilakis halk kütlelerinin en yakın yardımcıları olarak görüyoruz.
Ankara, 26 Şubat 1921
27 Şubat'ta Londra'da başlayacak olan Londra konferansı öncesi ABD'li gazeteci Streit'in Mustafa Kemal'e yönelttiği sorulardan biri de komünizme ilişkindi. Gazetecinin "Türkiye'de Bolşeviklik, yani komünistlik, enternasyonalistlik, vb. hakkında vaziyetiniz nedir?" sorusuna, Mustafa Kemal, "Türkiye'de komünizm yoktur. Bütün cihan bizi milliyetçi olarak bilir ve milletimizin bağımsızlığını, haklarını ve menfaatlerini müdafaa eden kimseler olarak öyleyiz de. Şayet enternasyonalizm demekle bütün milletlerin bağımsızlık ve hukukuna saygıyı kastediyorsanız, o zaman evet, biz enternasyonalistiz de. Diğer taraftan, biz dinimize de bağlıyız. Milli ve dini ruha aykırı olan komünizmin bizde nasıl bir tatbikat sahası bulabileceğini de anlamam. Böyle bir ihtimal ancak Türk milletine karşı girişilen bir suikastın gerçekleşmesi halinde husule gelebilir" diye cevap verir. (Atatürk'ün Bütün Eserleri c. 10, s. 60)
Sayfa 189Kitabı okudu
Demolins’e göre iki tip aile ve dolayısıyla (la play okulu mantığına göre) iki tip toplum vardır: 1-yığışım halindeki 2-bağımsız/ özerk toplumlar. Yığışım halindeki aile ve toplumda, kişiler teşebbüsten yoksundurlar, he şeyi topluluktan beklerler. En büyük ideal memur olmaktır. Özerk aile toplumlarında ise kişiler her şeyden önce kendilerine güvenirler, aileye, topluluğa, devlete bakmazlar. İkinci tip aile ve toplum, hayat kavgasında daha başarılıdır. Anglo-saksonlar da bunun en iyi örneğidir.
Reklam
suphi sosyalizmi yadsıyor : )
ilginçtir ki suphi bu makalelerinde, "gerçekten de sosyalizm, yalnızca toplumun huzurunu bozmaya yönelik bir hareket olması bakımından incelenmeye ve araştırılmaya değer değildir," türü fikirler de ileri sürebilmiştir.
1908'den itibaren jön türkler adıyla anılacak olan akımın fikri ve siyasal macerası yeni osmanlılar'la başlamıştır. velhasıl, türkiye'nin siyaset tarihinde adından sıkça bahsedilen ittihat ve terakki cemiyeti'nin arka bahçesi, bir bakıma yeni osmanlılar hareketidir.
Ankara, 25 Ocak
Erzurum'daki anti-komünist faaliyetin elebaşlarının, hükümetin sahte komünist partisi kurmasıyla Mustafa Suphi hadisesi arasında bağ kurup Ankara hükümetine yüklenmesi üzerine, Mustafa Kemal, Erzurum'a iki ayrı telgraf yollar: Erzurum'da Büyük Millet Meclisi üyelerinden Durak beye 1. Komünizm meselesi meclisteki gizli celsede
Sayfa 159Kitabı okudu
Doğu vilayeti seyahatinden geri dönen Erzurum mebusu Durak bey, Büyük Millet Meclisinin 11 Nisan 1921 tarihli oturumunda Mustafa Suphi ve yoldaşlarının Erzurum'a geldikleri anı şöyle aktarır: "Mustafa Suphi ve avanesi Erzurum'a geleceği zaman, halk dükkanlarını kapadı. Yedi yaşından yetmiş yaşına kadar... Bunlar, evvelce Erzurum ahalisi bizi istikbale çıkmış diye bıyık buruyorlardı. Fakat istasyona yaklaşınca mütessir oldular, biraz istirahattan sonra bunlar trenden indirildi ve bendenize söz verildi. Sordum: Zaten Mustafa Suphi'nin geçmişini Erzurum iyi tanır. Son zamanlarda Kastamonu valiliğinde bulunan Ali Rıza Bey'in oğludur. Babası da kendisinden memnun değildir ve kovmuştur. Bu yirmi kişilik heyet de tabii beraber gelmiş idi ve Kars'ta da orduca nezaret altında bulunduruluyordu. Bunların Rusya'ya geri gitmeleri siyaseten muvafık görülmüyordu. Sözü bana verdiler: Oğlum nerden gelip nereye gidiyorsun diye söze başladım, kimin namı hesabına söz söylüyorsun ve nesin? Dedim. Halk asabileşmişti; nümayişler yaptılar, bağırdılar, çağırdılar, 20 kişilik heyet de beraberdi. Kar topu gibi bir şeyler, bir şeyler, bir şeyler... Trene binip koğdular (TBMM Gizli celse Zabıtları C.2 İş Bankası yayınları s.33)
Sayfa 152Kitabı okudu
Reklam
Irkçılık dışardan sokulan bir şey değildir, ama dışardan desteklenebilir. Irkçılığın dayandığı sosyal sınıflar ve zümreler vardır. Emperyalizm, işine geldiği zaman ve yerde bu sınıfların ırkçılık politikasını kışkırtır ve destekler. O nedenle ırkçılığa karşı yürütülecek mücadele de her şeyden önce bu sınıf ve zümrelere karşı mücadeledir. Proletarya hareketinin en önemli görevlerinden biri, bunları emekçi halka teşhir etmektir. İbrahim Kaypakkaya
Ankara, 25 Ocak 1921
Mustafa Kemal aynı gün Erzurum Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'ne de aşağıdaki şifreyi yollar: "Yüksek telgrafınız Türkiye Büyük Millet Meclisinde okundu. Mecliste pek ciddi ve heyecanlı bir görüşme yapıldı. Meclis ve Bakanlar Kurulu milli sınırlarımız içinde milletimizin kayıtsız şartsız ve bütün mukaddesat ve geleneklerimiz saklı ve korunmuş olarak bağımsız yaşamasını sağlamak olan kutsal amacımızı tekrarlamakla birlikte, komünizmin ülke ve milletimizde uygulanamayacağı hakkında inancını açıkladı. Bundan başka milletimizin dirliğini bozucu herhangi bir akımın, her nereden gelirse gelsin duraksamaksızın kırılması doğal olduğundan, bu bakımdan gerek bakanlar kurulunun ve gerek bütün milletin uyanık ve tedbirli bulunması gereği, Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunca kesin ve etkili olarak belirtildi. Hükümetin, bu görüşe uygun olarak hareket edeceği tabii bulunmakla, Erzurum'un sayın ahalisinin, milli birliğimizi daima yenileyip güçlendirici olan sağlam durumlarını iç rahatlığıyla sürdürmeleri duyurulur, Efendim. (Atatürk'ün Bütün Eserleri c. 10 s. 341)
Sayfa 160Kitabı okudu
Ankara Hükümeti, bütün anti-işgalci söylemine rağmen, son tahlilde, dünya çapındaki saflaşmada, Emperyalist mali sermayenin safında yer alıyordu.
bir halkı ezen başka bir halkın özgür olması nasıl mümkün değilse, bir cinsiyeti ezen başka bir cinsiyetin de özgür olması mümkün değildir.
73 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.