Müstesna Güzeller

İskender Pala

Müstesna Güzeller Quotes

You can find Müstesna Güzeller quotes, Müstesna Güzeller book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
“Rüşvet kapıdan girince adalet bacadan çıkar.”
“Vuslat aşkın sonu ve tükenişidir. Vuslat olan yerde artık âşık da yok olur.”
Reklam
Ne ma’nâlar, ne sözler mündemicdir safha-i dilde Egerçi sûret-i zâhirde hâmûşun kitâb-âsâ
Gerdûn sitem-i baht-ı siyâh etmeğe değmez Billâhi bu gamhâne bir âh etmeğe değmez
Sayfa 219 - İzzet MollaKitabı okudu
“Çıkar kutuplaşmaları, fikir kutuplaşmalarına dönüşmüş ve insanların değeri menfaat ile ölçülür olmuş.”
Deyip Geçmemeli
Nal deyip geçmemeli!.. Aslında önemli bir zenaat, belki eski toplumumuzun bir sektörü nal üzerine bina edilmiş. Şüphesiz eskiden kasabaların önemli bir meslek gurubunu nalbantlar (na'1-bend) oluşturuyordu. "Nallıhan" ismiyle anılan yerleşim bölgemiz, bize hanlardan da nalbantlık hizmeti verildiğini gösteriyor. Eski Türklerin "takav" dedikleri nal için Osmanlı'da nal-baha (nal bedeli) denilen resmî bir ödenek çeşidi mevcut-muş. Bıçkın yeniçerilerin pazularına hakkettikleri dövmenin bir çeşidi de keza nal şeklini taşır. Abdallarını bedenlerine nal şeklinde dağlar yakmaları yaygın bir âdettir. Hatta bunların bazıları gerçek bir nalı -yahut nal biçiminde kesilmiş bir tenekeyi- çuvaldız türünden şişlerle etlerine tuttu-rurlarmış. imam Ali veya imam Hüseyin aşkına vücuda yakılan nallar ise Alevîler arasında ünlüdür. Bütün bu işlemlerin eski adı "nal çekmek" veya "nal kesmek"tir. Bazı batılı filmlerde gördüğümüz hayvanları nal ile damgalamak da aynı işlemin adıdır.
Kapu
Reklam
Nesimî'nin bir beyti şöyledir: Gel gel berû ki savm u salâtın kazası var Sensiz geçen zamân-ı hayâtın kazası yok (Ey sevgili!) Gel, gel beri ki oruç ve namazın kazası vardır. Ama sensiz geçen ömrün kazası olmaz.
Kapı
Peygamber Sevgisi Pare Pare Yandırır
"Su Kasidesi"ndeki şu ünlü beytinde böyle bir sanatkâranelik vardır: Dest-bûsı arzusuyla ölürsem dûstlar Kûze eylen toprağım sunun anınla yâre su Beyitteki "se" ve "u" sesleri ifadeye muhteşem bir ahenk vermektedir. Bunlardan "s" ünsüzünün tekrarı alliterasyonu; "u" ünlüsünün tekrarı da asonans'ı oluşturur. Zaten aliterasyon ile asonans arasındaki fark da ünlü, ünsüz farklılığıdır.
Kapı
Bağ-ı dehrin hem hâzanın hem baharın görmüşüz Biz neşâtın da gamın da rûzigârın görmüşüz
Sayfa 63 - NabîKitabı okudu
390 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.